Leroy Sane 28. dakikada galibiyet umudunu canlandırdı ve Galatasaray’ı 1‑0 öne geçirdi. Ancak Fenerbahçe, yedek kulübesinden Jhon Duran‘ı 90+5’te sahaya gönderdi ve son dakikada attığı golle skoru 1‑1’e getirdi. Maç, sahadaki tansiyonun yanı sıra tribünlerde de büyük heyecan yarattı.


İspanyol gazetesi AS “Jhon Duran, Galatasaray derbisinde Fenerbahçe’nin kahramanı oldu. Beşiktaş derbisinde de aynı performansı sergilemişti ve bu kez de lig liderine karşı puanı kurtardı” şeklinde bir başlık yaptı.
AS’ın maç haberinde Marco Asensio’nun performansı öne çıkarılsa da, yazarlar Duran’ın uzatma dakikalarındaki golünün maçın kaderini belirlediğini vurguladı.
İspanyol spor daily’si Mundo Deportivo “Jhon Duran, Türk futbolunun klasiğinde Fenerbahçe’yi kurtardı” diyerek golün sadece bir sayı olmadığını, moral açısından da büyük bir etki yarattığını belirtti.
İtalyan sitesi Tuttomercato “Galibi olmayan İstanbul derbisi” başlığıyla maçın dengeli seyrine dikkat çekerken, Duran’ı “kurtarıcı” olarak adlandırdı.
Portekiz’in A Bola gazetesi ise “Jhon Duran, yedek kulübesinden oyuna girerek puan farkını koruyan isim oldu” diyerek golün istatistiksel önemine değindi.
Fransız sporsever L’Equipe “Galatasaray, İstanbul derbisinden pişmanlıklarla ayrılıyor” demiş ve Duran’ın son dakikadaki golünün Fenerbahçe’yi liderlik yarışında iki puan kaybetmekten kurtardığını ifade etti.
Kolombiyalı gündem El Tiempo ise “Jhon Duran rahat bir nefes aldı” diyerek, oyuncunun yedek kulübesinden sahaya çıkıp büyük bir sorumluluğu yerine getirmesinin duygusal yönüne değindi.
Uzmanlar, Duran gibi yedek oyuncuların kritik anlarda sahne almasının Türk futbolunda taktiksel çeşitliliği artırdığını belirtiyor. Özellikle büyük derbilerde, teknik direktörlerin derin kadro planlaması ve genç yeteneklerin sahaya entegre edilmesi, sezonun kalan bölümlerinde takımların başarısını şekillendirebilir.
Derbi sonrası Galatasaray taraftarları, Sane’nin golünü savunurken, Fenerbahçe taraftarları ise Duran’ın kahramanlığını kutladı. Avrupa medyasının bu derbiyi “sürprizli” ve “dengeli” olarak nitelendirmesi, Türk futbolunun uluslararası alanda daha fazla ilgi görmesine zemin hazırlıyor.