
Türk futbolunda son aylarda patlak veren bahis skandalı, sadece sahadaki mücadeleleri değil, yöneticileri ve hakem camiasını da derinden sarstı. 17 hakem, bir Süper Lig kulübü başkanı, bir eski futbol takımı sahibi ve eski dernek başkanı, "görevi kötüye kullanma" ve "müsabaka sonucunu etkileme" suçlamalarıyla gözaltına alındı.
NTV’nin haberine göre, TFF’nin iç soruşturması kapsamında bahis oynadıklarını itiraf eden 45 klasman temsilcisi istifa etti. Bu temsilciler, hafta sonu maçlarının görev listelerinden çıkarıldı ve yerine yeni isimler atandı.
TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, hakem camiasını sarsan açıklamalarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarını tetikledi. Başsavcılık, soruşturmanın derinleştiğini ve yeni iddiaların da bu çerçevede ele alınacağını belirtti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2025 Nisan ayında futbol müsabakalarında görev yapan bir grup hakemin bahis oynadığı iddiasıyla yeni bir soruşturma başlattığını duyurdu. Ayrıca, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na yönlendirilen bir başka dosya, yetkisizlik kararıyla İstanbul Başsavcılığı’na aktarılmış ve iki dosya tek bir dosyada birleştirilerek inceleniyor.
Başsavcılık, “bahis hesabı bulunan hakemler” açıklamasını ihbar niteliğinde kabul etti ve şu suçlamaları gündeme getirdi: 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’a muhalefet, 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’na muhalefet, 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet ve diğer olası suçlar.
Başsavcılık, MASAK raporları, HTS kayıtları, yurt içi ve yurt dışı bahis sitelerinin abonelik kayıtları, tanık beyanları ve diğer belgeleri temin ettiğini açıkladı. Analizlerin en az beş yıllık geriye dönük binlerce kişi ve kurumun verisini kapsaması, yoğun bir çalışma ve zaman gerektirdiğini vurguladı.
İlgili makamlar, elde edilen bulgular ışığında gerçek şüphelilerin tespit edilmesi ve adli süreçlerin başlatılması için gerekli adımları atacaklarını belirtti. Bu gelişmeler, Türk futbolunun itibarını yeniden inşa etme çabalarının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.