BBP Genel Başkanı Destici, Yüksek Enflasyon ve Hayat Pahalılığına Karşı Milli Ekonomi Modeli Önerdi

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığına karşı etkin, kararlı ve milli üretime dayalı bir “milliyetçi ekonomi modeli” önerdi.

Gündeme Genel Bakış

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği geniş çaplı basın toplantısında, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve toplumsal gerilimlere dair kapsamlı değerlendirmeler yaptı. Destici, “Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı milletin belini büküyor; bu durumun üstesinden gelmek için radikal bir ekonomik dönüşüm şart” diyerek konuşmasını başlattı.

Şehitler ve Kahraman Gaziler Anısına

Vatan uğruna can veren şehitleri rahmetle anan Destici, şu sözlerle duygularını dile getirdi: “Eğer bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti, bağımsız, hür, müstakil ve güçlü bir şekilde birliğini, beraberliğini, kardeşliğini koruyarak yoluna devam ediyorsa bunu aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize borçluyuz.” Bu vurgunun ardından, toplumsal çözülmeye dikkat çekti.

Toplumsal Çözülme ve Değer Kaybı

Destici, son dönemde artan şiddet olaylarını ve toplumsal huzursuzluğu ele alarak, “Maalesef toplumsal bir çözülme yaşıyoruz. Değerlerimize yabancılaşan toplumumuz kendine de yabancılaştı. Saygı, sevgi, dayanışma ve paylaşmanın yerini tahammülsüzlük, hadsizlik, nefret ve saldırganlık aldı.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, “Bizi karanlıktan kurtaracak yeni bir yola ihtiyacımız var” diyerek değişim çağrısında bulundu.

Milli Ekonomi Modeli: Çözüm Önerisi

Destici, enflasyonun ve hayat pahalılığının “milletin belini büktüğünü” vurgulayarak, sorunun ekonomik köklerine inmeyi amaçlayan bir öneri sundu: “Ekonomide aktif rol oynayan, etkin, kararlı, kendi milletini kollayan bir milliyetçi ekonomi modeli”. Modelin ana hatları şöyle belirlendi:

• Yerli Üretim Odaklılık: Tarım, hayvancılık, sanayi ve teknoloji sektörlerinde üretimin büyük bir kısmı yerli üreticilerin kontrolünde olacak.
• İthalata Karşı Korumacı Politikalar: Gereksiz ithalatın önüne geçilerek yerli üretimin pazar payı artırılacak.
• Esnaf ve Tüccar Kontrolü: Üretilen malların satışı ağırlıklı olarak Türk esnaf ve tüccarların elinde olacak.
• Hayat Pahalılığına Sıfır Tolerans: Gıda, giyim ve barınma gibi temel ihtiyaçların fiyat artışları önceden belirlenen sınırların dışına çıkmayacak.

Destici, örnek olarak mandalina fiyatını göstererek, “Bahçede 5 lira olan mandalina pazarda 60 liraya satılmayacaktır” dedi. Bu yaklaşım, tüketiciyi koruyan ve üreticiyi destekleyen bir fiyat denetimi mekanizması oluşturmayı hedefliyor.

Yolsuzluk Soruşturmaları ve Adalet

Toplantının bir diğer önemli başlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk soruşturması oldu. Destici, uzun süredir devam eden yargılama sürecine “son verilmesi ve herkesin yargının kararına saygılı olması gerektiğini” vurguladı. Ayrıca milletvekillerinin suç işleme özgürlüğüne sahip olmadığını belirterek, “Milletin herhangi bir ferdi suç işlediğinde nasıl yargılanıyorsa milletvekilleri de aynı şekilde yargılanmalıdır” sözlerini ekledi. Dokunulmazlık ilkesinin Meclis kürsüsüyle sınırlı olması gerektiğini ifade etti.

Terörsüz Türkiye ve Partinin Çizgisi

Terörsüz Türkiye sürecine değinen Destici, Büyük Birlik Partisi’nin kurucu lideri Muhsin Başkan’ın çizgisinden sapmadığını yineledi. “Büyük Birlik Partisi, rahmetli liderinin hassasiyeti istikametinde, en başından beri devreye sokulan tüm açılım ve çözüm süreçlerinde nerede durduysa bugün de aynı yerde dimdik durmaktadır” şeklinde konuştu. Bu bağlamda, geçmişte “yanlış” denilen uygulamaların bugün “doğru” olarak kabul edilmediğini, tutarlı bir siyasal duruşun önemine işaret etti.

Diğer Görüşler ve Komisyon Tavsiyeleri

Destici, “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun İmralı’yı ziyaret etmemesi gerektiği” görüşünü dile getirerek, bazı parti içi süreçlere de ışık tuttu. Bu görüş, parti içinde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin pekiştirilmesi yönünde bir çağrı olarak algılanabilir.

Sonuç olarak, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, hem ekonomik hem de toplumsal alanlarda köklü bir dönüşüm gerektiğini vurguladı. Milli üretime dayalı bir ekonomi modeli, şeffaf yargı süreçleri ve toplumsal değerlerin yeniden inşası, konuşmasının temel taşlarını oluşturdu.