Osmaneli ilçesi, Sakarya Nehri ve çevresindeki dağların oluşturduğu mikroklima sayesinde yarım asırdan uzun süredir zeytin üretimine elverişli bir bölge olmuştur. Ancak bu yıl, geçen yıla kıyasla zeytin oranı ve yağlık verimi gözle görülür şekilde düşmüştür.


Bilecik’te toplam 18 bin dekar alanda zeytin üretimi yapılmakta, bunların 11.5 bin dekası Osmaneli’ye aittir. Bu sezon, toplam 2 bin ton zeytin hasadı gerçekleşti; ancak bu miktar, bir önceki yıla göre %30‑40 arasında bir azalma anlamına gelmektedir. Çiftçiler, düşük verim nedeniyle hem gelirlerinde hem de bölgenin tarımsal istikrarında endişe taşımaktadır.
Toplanan zeytinler, boylama makinelerinde yağlık, birinci sınıf, ikinci sınıf, üçüncü sınıf ve dördüncü sınıf olarak ayrılmakta, ardından Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliğine teslim edilmektedir. Elek üstü sınıfındaki zeytinler doğrudan tüketici sofralarına ulaşırken, dip zeytinler yemeklik zeytinyağı üretiminde kullanılmaktadır. Üreticiler, geleneksel yöntemle – sırık ve tarakla – topladıkları zeytinlerin ağaç altına “Yaygı” sererek zarar görmesini engellemeye çalışmaktadır.
“35 yıldır zeytincilikle uğraşıyorum. Bu sene alım fiyatları Marmara Birliği’nin belirlediği 160 lira çok düşük. Marketlerde ise aynı zeytin 500‑600 liraya satılıyor.” diye konuşan Ramazan Uysal, ayrıca üretim maliyetlerinin de yükseldiğini vurguladı: “İlaç fiyatı 50 liradan 90 liraya çıktı, gübre ve mazot da aynı şekilde artış gösterdi. Çiftçi duman oldu.”
Uzmanlar, zeytin fiyatlarındaki bu uçurumun hem üreticileri hem de tüketicileri olumsuz etkilediğini belirtiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destek paketlerinin yeniden gözden geçirilmesi, yerel kooperatiflerin fiyat müzakerelerinde daha aktif rol alması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi öneriliyor. Çiftçiler, uzun vadeli bir fiyat garantisi ve maliyet desteği talep ediyor; aksi takdirde bölgedeki zeytinliklerin geleceği risk altında kalabilir.