Eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'nun 2022 başkanlık seçimlerini kaybettikten sonra iktidarda kalmak için darbe girişimi planlama suçlamasıyla yargılandığı davanın sonucu belli oldu. Brezilya Yüksek Mahkemesi, yapılan karar duruşmasında Bolsonaro'yu darbe teşebbüsünde bulunmak, silahlı suç örgütü kurmak, demokratik düzeni zorla ortadan kaldırmaya çalışmak, devlet kurumlarına ve korunan kültürel mirasa zarar vermek suçlarından toplam 27 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı.

Yüksek Mahkeme Yargıcı Alexandre de Moraes, oy çokluğu ile alınan kararla ilgili yaptığı açıklamada Bolsonaro'nun kendisine isnad edilen darbe teşebbüsü planlama suçunu işlediğini belirterek, 'O, demokratik hukuk devletinin temel sütunlarını yıkmaya çalıştı. Başarabilseydi, bunun en büyük sonucu Brezilya'ya diktatörlüğün geri dönmesi olacaktı' ifadelerini kullandı. Mahkeme üyelerinden Carmen Lucia Antunes ise Bolsonaro'nun başında bulunduğu 'suç örgütünün' demokratik hakların kullanımını engellemeye çalıştığına dair kesin kanıtların bulunduğunu ifade etti.Bolsonaro'nun darbe girişimi, Brezilya'nın demokratik süreci için büyük bir tehdit olarak değerlendirildi. Brezilya'da demokrasinin korunması ve güçlendirilmesi için önemli adımlar atıldı. Bu olay, benzer darbe girişimlerinin önüne geçilmesi için ülkelerin警ik kuvvetlerinin ve adli sistemlerinin daha da güçlendirilmesi gerektiğini gösterdi.Eski Brezilya Devlet Başkanı'nın hapis cezası, ülkede büyük yankı uyandırdı. Birçok vatandaş, adaletin sağlanması ve demokrasinin korunması için bu kararın önemli olduğunu belirtti. Bolsonaro'nun destekçileri ise kararı şiddetle eleştirdi ve kararı 'siyasi bir darbe' olarak nitelendirdi.Bu olay, dünya genelinde de büyük ilgi gördü. Birçok ülke, Brezilya'daki demokrasi sürecini yakından takip etti. Uluslararası toplum, Brezilya'nın demokrasisini güçlendirmesi ve koruması için destek verdi.Sonuç olarak, Bolsonaro'nun 27 yıl hapis cezası, Brezilya'da demokrasinin korunması ve güçlendirilmesi için önemli bir adım oldu. Bu karar, benzer darbe girişimlerinin önüne geçilmesi için ülkelerin警ik kuvvetlerinin ve adli sistemlerinin daha da güçlendirilmesi gerektiğini gösterdi.