Brezilya’nın güneyinde, 1977’de bir usta tarafından odunla çalışan bir otomobile dönüştürülen klasik Chevrolet, yarım asırdan uzun bir süredir yollarda. Bu eşsiz araç hem tarihî bir miras hem de sürdürülebilir ulaşımın ilginç bir örneği olarak dikkat çekiyor.
Klasik Chevrolet’in Yeniden Doğuşu
1977 yılında, Brezilyalı ustalar
Arnoldo Schmidt ve oğlu
Elemer Schmidt, 1952 model iki kapılı Chevrolet Styleline Deluxe’ü sıradan bir koleksiyon parçasından, tamamen
odunla çalışan bir projeye dönüştürdüler. Altı ay süren gece gündüz çalışmalardan sonra, araç
gazifikasyon sistemi ile donatıldı ve yakıt olarak sadece odun gazı kullandı.

Odun Gazifikasyonu Nasıl Çalışıyor?
Schmidt’lerin geliştirdiği sistem, yanan odun parçacıklarından çıkan
karbondioksit ve metan gazlarını toplar, ardından bu gazları içten yanmalı motorun yanma odasına yönlendirir. Motor, gelen gazları benzin gibi yanar; böylece
yakıt maliyeti sıfır olur ve karbon ayak izi büyük ölçüde azalır. Sistem, basit bir ısı değiştirici ve özel bir filtreleme ünitesiyle desteklenerek, gazın temiz ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlar.
Yasal Statü ve Trafik İzni
Aracın sadece bir müze parçası olmadığını gösteren en önemli adım, Santa Catarina Federal Üniversitesi’nin düzenlediği
kullanım sertifikasıdır. Bu sertifika, Ulaştırma Bakanlığı tarafından onaylanarak aracın
resmi tesciline imkan tanıdı. Sonuç olarak, 2024 yılı itibarıyla hâlâ günlük trafiğe çıkabilen tek odun‑güçlü otomobil Brezilya yollarında yer alıyor.
Çevre ve Kültürel Önemi
Yıllardır fosil yakıtlara bağımlı bir dünyada, bu araç
çevre bilincinin simgesi olarak öne çıkıyor. Özellikle kırsal bölgelerde odun hâlâ yaygın bir enerji kaynağı olduğu için, Schmidt ailesi bu teknolojiyle hem geleneksel kaynakları modern bir şekilde değerlendiriyor hem de genç nesillere sürdürülebilir inovasyonun mümkün olduğunu gösteriyor. Ayrıca, araç yerel halk arasında bir
kültürel miras olarak kabul görerek, otomobil tarihine farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
Gelecek Neslin Mirası
Arnoldo Schmidt 2021’de vefat etti, fakat oğlu Elemer bu mirası sürdürerek aracı hâlâ kullanıyor. Elemer, babasının icadını “geçmişin bir hatırası ve aynı zamanda çevre bilincinin bir sembolü” olarak nitelendiriyor. Gelecek nesillerin bu sistemi geliştirmesi ve modernlaştırması, odun‑güçlü motorların daha geniş çapta kullanılabilir hâle gelmesi için bir ilham kaynağı olabilir.