Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani‘nin Şırnak’ın Cizre ilçesinde gerçekleşen “Melaye Ciziri Sempozyumu”na katılımını “olumlu karşılandığını” belirtti. “Bu tür bilimsel toplantıların, bölgesel dostlukların pekişmesi açısından büyük bir önemi vardır,” diyerek sözlerine vurgu yaptı.

Melaye Ciziri, 1567‑1640 yılları arasında yaşamış Osmanlı dönemi bir alimi olup, Kürt edebiyatının ve İslam düşüncesinin önemli temsilcilerindendir. Sempozyumda Ahmed‑i Hani, Feqiyê Teyran gibi klasik Kürt şairlerinin eserleri de incelenecek ve bölgenin ortak kültürel mirası vurgulanacaktı.
Barzani, 1979 yılından beri Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) başkanlığını yürütüyor ve 2005‑2009 yılları arasında IKBY Başbakanı olarak görev yaptı. 2013’teki Diyarbakır ziyareti, Türkiye‑Kürdistan ilişkilerinin sıcak bir döneme girmesine işaret etmişti; o dönemde Barzani, Türkiye’nin “dostu” ve “güvenilir ortak” olarak nitelendirilmişti. Arınç, bu tarihsel bağlamı hatırlatarak, “Barzani, geçmişten bugüne PKK ile mücadelede Türkiye’nin yanında yer almıştır” şeklinde bir değerlendirme yaptı.
Arınç, Barzani’nin sempozyuma katılımını takdir ederken, “silahlı korumaların uzun namlulu silahlarla çekilmiş görüntüleri”ni ise “haklı bir tepkiye yol açtığını” ifade etti. “Türkiye, Barzani’nin güvenliğini tüm resmi görevliler gibi sağlamaktadır; fakat bu tür görüntüler halkın gözünde şüphe uyandırabilir,” diyerek durumu özetledi. Uzun namlulu silahların görünümü, bölgedeki gerilimlerin artması ve güvenlik endişelerinin artmasıyla ilişkilendirildi.
Arınç, sempozyum hakkında kamuoyunda “yerli yersiz” tartışmaların olduğunu, eleştirenlerin çoğunun Barzani’yi tanımadığını ve önyargılı olduklarını belirtti. Oysa bazı muhalif siyasetçiler, Barzani’nin ziyaretinin Türkiye’nin iç işlerine müdahale olarak algılanabileceği ve silahlı korumaların gösterilmesinin “güç gösterisi” olarak yorumlanabileceği görüşünü dile getirmişti. Bu iki karşıt görüş, bölgedeki politik atmosferi daha da karmaşık hâle getiriyor.
Arınç, “Barzani’nin Türkiye’de daha sık görünmesini arzu ediyorum” diyerek, ikili ilişkilerin derinleşmesi yönündeki isteğini yineledi. Uzmanlar, bu tür yüksek profilli ziyaretlerin, özellikle terörle mücadele ve ekonomik iş birliği konularında yeni fırsatlar yaratabileceğini belirtiyor. Ancak aynı zamanda, uzun namlulu silahların kamusal alanda gösterilmesinin, halk güvenliği algısını zedeleyebileceği ve diplomatik gerilimleri tırmandırabileceği uyarısı yapıyor.
Türkiye‑Kürdistan ilişkileri, tarihsel bağlar ve ortak güvenlik çıkarları çerçevesinde şekillenmeye devam ediyor. Bülent Arınç’ın açıklamaları, hem bölgesel dostluğun pekişmesi hem de güvenlik konusundaki hassasiyetlerin aynı anda ele alınması gerektiğini vurguluyor. Bu tartışma, gelecekteki ziyaretlerin ve iş birliği projelerinin nasıl bir çerçevede gerçekleşeceğine dair önemli ipuçları sunuyor.