Geçtiğimiz hafta başlayan ve ülke geneline yayılan hükümet karşıtı protestolar, başkent Sofya başta olmak üzere 25’ten fazla şehirde aynı anda gerçekleşti. Göstericiler, yeni vergi artışları ve sosyal güvenlik primlerinin yükseltilmesini içeren 2026 bütçe taslağını reddederek, adaletli bir fon dağılımı talep etti.


Bulgar hükümetinin yeni mali takvimi, gelir vergisi dilimlerini genişletmeyi ve şirketler için ek vergiler getirmeyi öngörüyor. Aynı zamanda emeklilik primleri ve işsizlik sigortası ödemelerinin de artırılması planlandı. Bu adımlar, özellikle orta sınıf ve genç işçiler arasında büyük bir öfke yarattı.
Sofya’nın ana meydanında toplanan kalabalık, “İstifa” ve “Mafya” sloganlarıyla GERB koalisyon hükümetini sert bir dille eleştirdi. Rosen Jelyazkovun yanı sıra, eski Başbakan Boyko Borisov ve HÖH lideri Delyan Peevski’nin de iktidardan uzaklaştırılmasını talep eden protestocular, çöp konteynerlerini ateşe vererek polisle zaman zaman çarpıştı.
Organizatörler, gösteriye 50 bin kişinin katıldığını iddia ederken, bağımsız medya kuruluşları dron görüntülerinden yola çıkarak rakamın 100 bin’ı aştığını belirtti. Bu, ülkenin son on yıl içinde görülen en büyük toplu protestolarından biri olarak kayıtlara geçti.
Polis, göstericilerin üzerlerinde bıçak, biber gazı ve işaret fişeği bulundurduğu gerekçesiyle 30 kişiyi gözaltına aldı. Ancak protestolar sırasında büyük bir şiddet olayı yaşanmadı; polis müdahalesi daha çok kalabalığı kontrol altında tutmak üzerine odaklandı.
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, sosyal medyada yaptığı açıklamada, “Bu protestolar, fiilen hükümete yönelik bir güvensizlik oylaması” diyerek, parlamentoda planlanan güvensizlik oylamasına halkın sesinin duyurulmasını istedi.
2021 yılının Nisan ayında yapılan seçimlerden itibaren ülke, üç defa seçimle, 2022 ve 2023’te birer kez ve 2024’te iki kez genel seçimle zorunlu bir seçim çarkına girdi. Sürekli koalisyon pazarlıkları ve istikrarsız hükümetler, vatandaşların siyasi parti ve liderlere duyduğu güveni derinden sarstı; seçmen katılımı da tarihsel düşük seviyelere geriledi.
Uluslararası gözlemciler, Bulgaristan’ın Avrupa Birliği içinde demokratik normlara bağlılığını sorgularken, bazı AB ülkeleri ise diyaloğu sürdürerek ekonomik reformların sosyal boyutunun daha adil bir çerçeveye oturtulmasını öneriyor.