Kastamonu’nun Köseali köyü mevkiindeki dere yatağının 50 metre yukarısında, şelalenin üst kısmındaki çalılar arasında 2 Kasım’da kaybolduktan 9 gün sonra Osman Yaşar Helvacı (5) ve annesi Huriye Helvacı (43) cansız bedenlerine ulaşıldı. Bölge sakinleri, bu noktaya uzun yıllardır kimsenin gitmediğini ve yaya olarak ulaşmanın imkânsız olduğunu belirterek, olayın gizemli doğasına işaret etti.
AFAD, UMKE ve JAK ekipleri, annenin cesedinin bulunduğu noktadan yaklaşık 200 metre uzaklıkta çantasını, 100 metre uzaklıkta ise ayakkabısını keşfettiler. Telefonun hâlâ bulunamaması, soruşturmanın en kritik eksiklerinden biri. Yetkililer, kayıp telefonun üç kez sinyal verdiğini, her seferinde 30 saniye açık kaldığını rapor etti; bu durum, cihazın hâlâ çalışır olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Müge Anlı’nın programına bağlanan muhabirin aktardığına göre, Huriye Helvacı’nın cansız bedenine ulaşıldığında üzerinde hiçbir kıyafet bulunmuyordu. Kıyafetler ise bedeninden tam 25 metre uzakta, çalıların arasında rastlanmış. Bu bulgu, hem sahadaki arama ekiplerinin hem de halkın şaşkınlığını artırdı; kıyafetlerin neden bu kadar uzakta olduğu hâlâ bir muamma.
Anne ve oğlun cenazeleri, otopsi işlemleri tamamlandıktan sonra Ankara Adli Tıp Kurumu’ndan Bozkurt Belediyesi’ne ait cenaze aracıyla Kastamonu’ya nakledildi. Kesin ölüm nedenleri ancak yapılacak detaylı otopsi raporlarıyla netleşecek. Yetkililer, otopsi sonuçlarının aileye ve kamuoyuna en kısa sürede açıklanacağını belirtti.
Ekipler, öğleden sonra da arama çalışmalarına devam edeceklerini duyurdu. Bölgedeki dağlık arazi ve zorlu iklim koşulları, operasyonları zorlaştırsa da, her türlü teknik ve insan kaynağı seferber edilerek olayın aydınlatılması hedefleniyor.
