Parti programının sahibi millet olduğunu vurgulayan Özel, “Milletimiz; zenginleri daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan, kara bir düzen kuran, vergi yükünü kazananlara değil yoksulların üzerine yıkan, kaliteli eğitim ve sağlık hizmetine ulaşımı sınıfsal bir ayrım haline getiren bu düzene muhataptır. İşte bu program, bu çökmüş devlet mekanizmasına karşı bir itirazdır” diyerek programın doğasını özetledi.

Yeni taslak, yüzde 3 seçim barajı ile temsiliyetin hakkaniyetini sağlamayı, devletin yurttaş kontrolünde ve denetlenebilir olmasını hedefliyor. Özel, “Güçlü yurttaşların, güçlü Meclis’ine dayalı kuvvetler ayrılığı ilkesini esas alan parlamenter sistem mutlaka kurulacaktır” ifadeleriyle demokrasiye yeni bir çerçeve çizdi. Ayrıca Siyasi Ahlak Kanunu, Kamu İhale Kanunu reformu ve parti finansmanının şeffaflaştırılması gibi yolsuzlukla mücadele önlemleri de programda yer alıyor.
Özel, 2018 sonrası yaşanan ekonomik buhranın temel nedenlerini “adaletin çöküşü ve demokrasinin rafa kaldırılması” olarak nitelendirerek, planlı, öngörülebilir ve üretime dayalı kamuçu ekonomi inşa edeceğini belirtti. Bu vizyonda yeşil, mor, dijital ve nitelikli istihdam dönüşümü dört ayağı bulunuyor; tarımda ithalata bağımlılığı kırma, çiftçi ve besici destekleri kanunen güvence altına alma, ve kamusal yatırımla konut politikalarıyla “rentin” yerine “kamu faydasının” ön planda olduğu bir yapı oluşturulması planlanıyor.
Programda asgari ücret ve emekli maaşları enflasyon farkı ve refah payı ile güncellenerek, “asgari ücreti Avrupa’da olduğu gibi işe başlayanların bir yıl süreceği bir hizmet haline getireceğiz” denildi. Temel Vatandaşlık Geliri ile “kimse yoksulluğa terk edilmeyecek” vurgusu yapıldı. Eğitimde ücretsiz okul yemekleri, kamu kreşleri ve nitelikli eğitim erişimi, sağlıkta ise hizmetin parayla değil “yurttaşlık hakkıyla” sunulması hedefleniyor.
Özel, CHP’nin dış politikasını “dünya liderlerine boyun eğmeyen, bağımsız ve menfaat odaklı bir zemine oturtulan” olarak tanımladı. Türkiye’nin vizesiz Avrupa ve tam AB üyeliği hedefi, “güçlü bir bölgesel barış ve refah ülkesi” olma iddiasıyla destekleniyor. Bu politika, hem bölgesel istikrarı hem de Türkiye’nin uluslararası saygınlığını artırmayı amaçlıyor.
Program, afet, iklim krizi ve benzeri acil durumlar için kurumsal direnç sistemleri kurulmasını vaat ediyor. Özel, “Artık depremlerde, sellerde, orman yangınlarında milletimiz sanki devlet yokmuş gibi kendi başının çaresini aramayacak” diyerek toplumsal dayanıklılığı güçlendirmeyi amaçladığını belirtti. Kötülüğün kökünden kazınması için sistemin çürüme noktalarına kadar değişim yapılacağı da vurgulandı.
Programın son aşamasında, kapı‑kapı, sokak‑sokak, ev‑ev ziyaretleriyle halkla birebir iletişim kurulacak; ‘Benim Sandığım’ uygulamasıyla her seçmen üç ayda bir program hakkında bilgilendirilecek. Özel, “Zaman, iktidar zamanıdır. Hepinizi ‘Şimdi iktidar zamanı’ diyeceğiniz kurultayımıza davet ediyorum” diyerek, yeni programın seçim vaatlerine dönüşeceğini vurguladı.