CHP’li Zeynel Emre, 39’uncu Olağan Kurultay sonrası toplanan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında, Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır‘ın parti yönetimine yönelik eleştirileri nedeniyle kesin ihraç talebiyle Parti Meclisi’ne (PM) sevk edildiğini açıkladı.

MYK toplantısında alınan karar, CHP’nin iç disiplin mekanizmasının ne kadar sıkı çalıştığını gösteriyor. Emre, “Genel Başkanımız uzun bir süre büyük bir hoşgörü gösterdi, ancak bazı sınırların aşılması durumunda parti tüzüğüne uygun hareket etmek zorundayız” dedi.
Kurultayda parti tüzüğü, program ve kadroların yenilenmesi vurgulandı. Emre, “Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi altında yeni yapılanmayı ve kadroları sizlerle paylaşacağız” ifadeleriyle partinin stratejik planlarını duyurdu. Ayrıca, “Türkiye’nin temel politikalarıyla ilgili kurullar ve gölge kabineler aracılığıyla ülkenin nasıl yönetileceği” konusundaki vizyonunu paylaştı.
Emre, TBMM’de 14 gün sürecek bütçe görüşmelerine de değinerek, mevcut bütçeyi “bir avuç sermaye ve AK Parti’nin bütçesi” olarak nitelendirdi. “Bu bütçe halkın bütçesi değildir, milletin bütçesi değildir” diyerek, mevcut yönetimin yolsuzluk ve adalet açığı sorunlarını özetledi.
2026’da yürürlüğe girecek asgari ücretin 39 000 TL olması gerektiğini savunan Emre, bu rakamın “az da olsa bir nefes aldıracağını” belirtti. Ayrıca, KOBİ ve esnafı destekleyecek bir teşvik modeli önerdi: 1‑10 çalışanlı işletmelere 10 540 TL, 10‑49 çalışanlılara 8 400 TL, 50 ve üzeri çalışanlılara 5 100 TL asgari ücret desteği.
Emre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Özgür Özel’e yönelttiği eleştirilere yanıt verirken, “Tayyip Bey, biraz dedesini örnek alsın” diyerek, Erdoğan’ın büyük projeler ve dış politika tutumunu eleştirdi. Bu açıklama, parti içinde ve dışarıda tartışma yaratmaya devam ediyor.
MYK’nın kararının ardından, PM’nin Çakır’ın ihraç talebine nasıl bir karar vereceği merakla bekleniyor. Emre, “Bu ilk toplantıda PM karar verecek” sözleriyle sürecin hızlı ilerleyeceğini belirtti.
CHP, tarih boyunca disiplin süreçleriyle parti içi uyumu sağlamaya çalıştı. 1990’larda yaşanan bazı ihraçlar, partinin iç demokrasi ilkeleriyle çelişmemek adına titiz bir prosedür izlenerek yürütülmüştü. Emre’nin açıklamaları, bu geleneğin günümüzde de devam ettiğinin bir göstergesi.
Parti içinde yaşanan bu tartışma, CHP’nin hem iç hem de dış politikada ne kadar sert bir çizgi çizebileceğini ortaya koyuyor. İhraç sürecinin nasıl sonuçlanacağı, partinin yaklaşan seçim stratejileri ve kamuoyu algısı açısından kritik bir öneme sahip.