Türkiye, son yıllarda artan depremlerle sık sık sarsıntıların etkisi altında kalıyor. Özellikle Balıkesir Sındırgı’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, bölgeyi bir kez daha deprem gerçeği ile yüzleştirdi. Bu olay, jeologların ve jeofizik mühendislerinin, yapılaşma planlamalarında zemin özelliklerine daha fazla dikkat etmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, sosyal medya üzerinden yaptığı uzun açıklamada, sulak ve gevşek zemine inşa edilen çok katlı yapıların sarsıntı sırasında **üç ila beş kat daha şiddetli** bir hareket yaratabildiğini belirtti.
Uzman, riskli bölgeler listesinde 42 il ve ilçeyi adlandırdı. Bu yerlerdeki binaların sarsıntıya rezonans etkisiyle aşırı çalkalanabileceği ve göçme riskinin ciddi bir şekilde artacağı vurgulandı. Listede yer alan bazı bölgeler şunlardır: Tire, Ödemiş, Torbalı, Aydın‑Efeler, Manisa, İzmir (Bayraklı, İnciraltı, Bostanlı, Alaybey, Mavişehir, Çiğli), Balıkesir, Afyonkarahisar, İzmit, İstanbul (Ataköy, Bakırköy, Yeşilyurt, Avcılar, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Haramidere, Esenyurt), Adapazarı, Tekirdağ, Bandırma, Yalova, Adana (Çukurova, Ceyhan), Mersin, Erzincan, Tokat, Amasya, Bursa‑Nilüfer, Muğla‑Fethiye gibi yerler. Lütfen bu gibi yerlerde konut satın almayın, ayrıca kiraya tutmayın.

Uyarısını okuyan bir vatandaş, “Hocam zahmet etmişsiniz, yaşayabileceğimiz bölgeleri yazsaydınız keşke” diyince, Prof. Dr. Ercan güvenli olduğunu düşündüğü alanları da paylaştı. Artvin’den Kırklareli’ye Karadeniz kıyıları, tüm Güneydoğu Anadolu, tüm Orta Anadolu, Trakya ve Ankara başkent gibi bölgelerin en güvenli yerler olduğunu belirtti. Ancak uzman, “Yer kırığı yıkmaz, deprem odağından çıkan sarsıntının yapı ile rezonansa gelmesi yıkar” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Jeofizik Yüksek Mühendisliği alanında uzun yıllara dayanan deneyime sahip bir akademisyen ve danışmandır. Geçmişteki büyük depremlerin zemin etkileşimlerini inceleyerek hazırladığı risk haritaları, şehir planlamacılarının ve müteahhitlerin karar süreçlerinde kritik rol oynamaktadır. Uzmanın bu tür uyarıları, sadece bireysel alıcıları değil, aynı zamanda kamu politikalarını da şekillendirebilecek niteliktedir.
Uyarı paylaşımı, kısa sürede yüzbinlerce kez beğenildi ve binlerce yorum aldı. Birçok kullanıcı, “Bu bilgiler hayat kurtarabilir” ve “İlçeler listesine bakarak taşınma planlarımı revize edeceğim” gibi tepkiler verdi. Uzmanların bu tür açıklamaları, toplumsal bilinçlenmenin artması ve deprem sonrası oluşabilecek yıkımın azaltılması açısından büyük önem taşıyor.
Deprem riski yüksek bölgelerdeki gayrimenkul alım-satım işlemleri, sadece finansal bir karar olmaktan çıkıp, hayat güvenliğiyle doğrudan bağlantılı bir konu hâline geliyor. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın uyarısı, özellikle yüksek yoğunluklu konut projeleri planlayan yatırımcılar ve aileler için kritik bir rehber niteliğinde. Uzman, riskli bölgelerde mevcut binaların dayanıklılık raporlarının mutlaka incelenmesi ve mümkünse güvenli olarak nitelendirilen bölgelere yönelmek gerektiğini yineledi.