İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, bugün yaptığı basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a gönderdiği mektubun tam metnini kamuoyu ile paylaştı. Mektupta, 2023 seçimleri öncesinde halkın karşısına çıkıp güvenlik konularında nihai karar verici olma talebinde bulunduğu, bu talebin başkanlık sisteminin dayandığı temel olduğunu vurguladı.
“Sayın Cumhurbaşkanı; 2023 seçimlerinden önce ülke güvenliği ile ilgili konularda nihai karar verici olmak için halkın karşısına çıktınız ve yetki istediniz.” şeklinde başlayan mektupta, Dervişoğlu, başkanlık sisteminin mevcut uygulamalarının anayasal dengeyi zedelediğini ileri sürüyor.

Metinde ayrıca, İmralı adasının hâlâ çözülememiş bir güvenlik meselesi olduğunu ve bu konunun yalnızca Meclis’in “yasal dayanaktan yoksun” bir komisyonuna bırakılmasının, başkanlık makamının sorumluluklarını ihmal ettiğini iddia ediyor.
“Ya bu işin adını doğru koyup parlamenter sisteme geri dönelim, ya da siz halktan aldığınız yetkinin gerektirdiği sorumluluğu üstlenin ve İmralı meselesini kapatın.” diyen Dervişoğlu, mevcut durumun sadece cumhuriyetimizin karakterini değil, aynı zamanda başkanlık sisteminin temelini de tehdit ettiğini belirtiyor.
Meclis’te oluşan koalisyonların, hayati güvenlik kararlarını alabilecek yetkiye sahip olmadığına dair eleştirisi, parti liderinin “parlamenter sisteme dönüş” çağrısını güçlendiriyor. Dervişoğlu, “Bu tip hayati konular, Meclis’te oluşan fiili koalisyonlar ile çözülecekse, başkanlık sistemine ve yetkilerine olan ihtiyaç da ortadan kalkmış demektir” şeklinde bir çıkarım yapıyor.
İmralı’nın “teröristleri ve elebaşlarını meşrulaştırmadan” çözülebileceği, aynı zamanda parlamenter sistemin yeniden tesis edilmesinin bu süreci “rahatlıkla” sağlayabileceği görüşü, mektubun en çarpıcı bölümünü oluşturuyor. Dervişoğlu, “Eğer sizin böyle bir niyetiniz var ise, bunun teröristleri ve elebaşlarını meşrulaştırmadan da çözülebileceğini, Meclis’te yeniden parlamenter sisteme geçebilecek çoğunluğun rahatlıkla sağlanabileceğini düşünüyorum.” diyerek, Cumhurbaşkanı’na doğrudan bir sorumluluk çağrısında bulunuyor.
Bu mektup, ülke içindeki siyasi kutuplaşmanın yeni bir boyut kazanmasına işaret ederken, aynı zamanda İmralı adasının geleceği üzerine yeni bir tartışma zemini oluşturdu. Partinin bu hamlesi, hem iktidar içinde hem de muhalefet camiasında yoğun tepkilere yol açtı; bazıları mektubu “demokratik denetim çağrısı” olarak nitelendirirken, diğerleri “siyasi oyun” olarak eleştiriyor.
İYİ Parti, mektup metnini yayınlamasının ardından, TBMM içinde bir soru önergesi hazırlanması ve Cumhurbaşkanı’nın İmralı konusundaki tutumunun Meclis komisyonlarıyla yeniden değerlendirilmesi talebini resmi olarak ileteceklerini açıkladı. Bu gelişmeler, önümüzdeki haftalarda Ankara’da yeni bir siyasi gerilimin ortaya çıkmasına yol açabilir.
İmralı’nın hâlâ bir “güvenlik sorunu” olarak kalması ve bu sorunun çözümünün “parlamenter sisteme dönüş” üzerinden tartışılması, ülkenin demokratikleşme sürecine dair önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor. Dervişoğlu’nun mektubu, sadece bir kişisel eleştiri değil, aynı zamanda Türkiye’nin anayasal yapısının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dair bir uyarı niteliğinde.