Dervişoğlu’ndan ‘Terörsüz Türkiye’ Eleştirisi: “Devletimizi Rehin Edemeyiz”

Dervişoğlu, “Terörsüz Türkiye” söylemini ‘yalan’ ve ‘kandırma’ olarak nitelendirerek, iktidarın politikalarını ve ekonomik politikalarını çarpıcı bir dille eleştirdi.

Eleştirinin İçeriği

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada “6‑7 aydır ağızlarında çiğnedikleri sakız belli; canibaşına umut hakkı, teröristlere siyaset yapma hakkı” diyerek ‘Terörsüz Türkiye’ sloganını alaycı bir dille yıktı. Dervişoğlu, “Hala ‘Terörsüz Türkiye’ diye zırvalayıp, milleti kandırmaya çalışıyorlar” ifadeleriyle iktidarın sözde barış politikalarını “gerçekten teröristlerin yol haritasını devlet politikası gibi göstererek” sunduğunu iddia etti.

“Bu süreçte vatandaşlık tanımı değiştirilecek, milli birlik sağlanacak ve Öcalan’dan özür dileyerek bir uzlaşma sağlanacak” gibi vaatlerin aslında “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni rehin ettirmek” çabası olduğunu belirtti.

Ekonomik Açıklamalar

Dervişoğlu, ekonomik adaletsizliği “yoksulluk ekonomisi değil, ahlaksızlık ekonomisidir” diye tanımladı. 7,5 milyon çalışanı 22 bin liralık asgari ücretle “mahkum” konumunda tutarken, aynı zamanda ülkenin toplam mevduatının %80’i sadece 2,2 milyon kişinin elinde olduğunu, bu kesimin 17 trilyon lira serveti kontrol ettiğini vurguladı. “Bir yanda 22 bin lira ile yaşamaya çalışan milyonlar, diğer yanda kişi başına 7,5 milyon lira mevduata sahip bir azınlık” denildi.

Bu uçurumun “kredi kartı limitlerine mahkum, borçla ayakta duran milyonlar” üzerinden devam ettiğini, iktidarın “her fırsatta millete ahlak dersi verdiğini” eleştirdi.

Sefalet Endeksi ve Diğer İddialar

Konuşmasının bir bölümünde Dervişoğlu, “Türkiye, Dünya Sefalet Endeksi’nde bir sıra daha düştü” ve “Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 118’inci sıraya geriledi” ifadelerini kullandı. Ayrıca, AKP’nin “Almanya’nın 180 milyon avroya aldığı uçağı 270 milyon avroya alması” gibi iddialarla dış politika ve savunma harcamalarına da değindi.

İmralı’da bulunan Öcalan’ın “istediği açıklamayı yapması ve istediği kişilerle görüşmesi” konusundaki ısrarın Meclis’in saygınlığına gölge düşüreceği uyarısında bulundu ve “İmralı feribotu önerisi” gibi provokatif bir öneriyle tepkileri üzerine bir kez daha gündeme oturdu.

Selahattin Demirtaş Açıklaması

Basın sorularına yanıt verirken Dervişoğlu, Selahattin Demirtaş’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına “ben katılmıyorum, ancak bir insanın hürriyetini sınırlamanın yalnızca hukuk ve adalet çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde bir tutum sergiledi.

Bu açıklama, partinin insan hakları ve özgürlükler konusundaki tutumunun da bir yansıması olarak değerlendirildi.