HARBİN, 11 Aralık (Xinhua) – Çin’in kuzeyindeki İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nde bulunan Manzhouli demiryolu sınır kapısından, ev aletleri ve dijital ürün yüklü 60 vagonluk bir Çin‑Avrupa yük treninin hareket etmesiyle, hizmetin “doğu koridorunda” bu yıl işletilen tren seferi sayısı 5.166’ya ulaştı. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %28 artışı temsil ediyor ve bölgenin lojistik kapasitesinin ne kadar hızlı genişlediğini gözler önüne seriyor.
“Bu rekor, sadece sayıların bir artışı değil, aynı zamanda küresel ticaret ağının yeni bir döneme girdiğinin işareti.” şeklinde bir yetkili, trenin hareketini değerlendirdi.


“Doğu koridoru”, Manzhouli, Suifenhe ve Tongjiang’da bulunan üç demiryolu limanından oluşuyor. Bu limanlar üzerinden 1.000’den fazla ürün çeşidi taşınıyor. Şu an faaliyette olan rota sayısı 27’ye yükselirken, bu rotalar 60’tan fazla Çin şehrini 14 Avrupa ülkesiyle bağlayarak, kıtalar arası ticaretin belkemiğini oluşturuyor.
Rekor sayıya ulaşan seferlerin arkasında, Çin’in “Belt and Road” (Kuşak ve Yol) girişiminin demiryolu taşımacılığını ön plana çıkarması yer alıyor. Tren başına ortalama 12.000 ton yük taşıyan bu seferler, deniz taşımacılığına kıyasla ortalama 15‑20 gün daha hızlı bir teslim süresi sağlıyor. Bu hız, özellikle elektronik, ev aletleri ve moda ürünleri gibi zaman duyarlı sektörlerde büyük avantaj yaratıyor.
Avrupa lojistik firmaları, Doğu Koridoru’nu “karayolu ve deniz yolu arasındaki kritik bir köprü” olarak nitelendiriyor ve gelecekte bu hattın kapasitesini artırmak için yeni terminal yatırımlarını planlıyor.
Çin Demiryolları Genel Müdürü, önümüzdeki iki yıl içinde sefer sayısının 7.000’i aşmasını hedeflediklerini ve yeni rotalar ekleyerek Avrupa’nın doğu kıyılarına doğrudan bağlantılar kurmayı planladıklarını belirtti. Bununla birlikte, Çin‑Avrupa arasındaki ticaret hacminin %12‑15 oranında yıllık büyüme kaydetmesi bekleniyor.
Uzmanlar, Doğu Koridoru’nun sadece bir taşıma hattı olmadığını, aynı zamanda iki kıta arasındaki ekonomik entegrasyonun ve politik bağların güçlenmesinin bir göstergesi olarak değerlendirdiklerini vurguluyor.