
Jammie Booker, Strongman Oyunları 2025’te Kadınlar Açık kategorisinde gösterdiği üstün performansla “Dünyanın En Güçlü Kadını” unvanını kazandı. Ancak yarışma sonuçlarının açıklanmasının ardından medyada çıkan araştırmalar, Booker’ın biyolojik olarak erkek olduğu yönünde kanıtlar sundu. Bu durum, hem yarışmanın adil olup olmadığı hem de cinsiyet politikalarının ne kadar şeffaf çalıştığı konusunda geniş çaplı bir tartışma başlattı.
Resmi Strongman Oyunları yetkilileri, “Yarışma öncesinde sporcuların cinsiyet durumuna dair herhangi bir bilgilendirme almadık. Durum bize bildirildiği anda acilen soruşturma başlattık ve sporcuyla iletişime geçmeye çalıştık. Ancak henüz bir yanıt alamadık.” şeklinde bir açıklama yaptı. Yetkililer, eğer bu bilgi yarışma öncesinde bilinseydi, Booker’ın Kadınlar Açık kategorisinde yarışmasına izin verilemeyeceğini vurguladı.
Skandal, sosyal medyada ve spor camiasında büyük bir bölünmeye yol açtı. Birçok sporcu, cinsiyet eşitliği ve trans sporcuların hakları üzerine görüşlerini paylaştı. Bazı uzmanlar, mevcut düzenlemelerin yeterince net olmadığını ve benzer durumların tekrar yaşanmaması için daha sıkı kimlik doğrulama süreçlerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Diğer yandan, trans hakları savunucuları, bu tür olayların sporcuları damıtma riski taşıdığını ve daha kapsayıcı politikaların geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Bu skandal, uluslararası strongman federasyonları ve diğer güç sporları organizasyonları için bir uyarı niteliğinde. Önümüzdeki yıllarda, yarışma katılımcılarının cinsiyet kimliğinin doğrulanması, hem adil rekabeti korumak hem de sporcuların haklarını güvence altına almak amacıyla yeni protokollerin oluşturulması bekleniyor. Ayrıca, bu olayın medyada geniş yer bulması, toplumsal cinsiyet algısının yeniden değerlendirilmesine ve spor politikalarının daha şeffaf hale getirilmesine katkı sağlayabilir.