Elektrikli Araç Pazarının Karşılaştığı Zorluklar ve Çözüm Önerileri MECA Konferansı’nda Masaya Geldi

MECA Konferansı’nda elektrikli araç piyasasının mevcut sorunları ve bu sorunların aşılması için önerilen çözümler detaylı bir oturumda ele alındı.

Konferansın Genel Çerçevesi ve Katılımcılar

Uluslararası Enerji Ekonomisi Derneği (IAEE) tarafından Orta Doğu ve Orta Asya (MECA) bölgesi için düzenlenen konferans, Anadolu Ajansı’nın (AA) global iletişim ortağı olarak desteklediği “E‑Mobilite ve Enerji Sektörünün Geleceği” oturumu ile Belek Turizm Merkezi’ndeki Sirene Belek Hotel’de gerçekleşti.

Oturumu, Avrasya E‑Mobilite Derneği Başkanı Haluk Sayar yönetirken, katılımcılar arasında Viyana Teknoloji Üniversitesi’nden akademisyen Amela Ajanovic, go‑e kurumsal iletişim direktörü Christian Philipp ve Türkiye’nin önde gelen şarj sistemi girişimcilerinden Mehmet Göksu yer aldı.

Avrupa’nın 2030 ve 2050 Hedefleri

Avrupa Birliği temsilcisi Ajanovic, “2030’da en az 30 milyon sıfır emisyonlu araç yollarda, 2050’da ise toplu taşıma dahil tüm araç parkının büyük bir kısmının sıfır emisyonlu olması” hedefini vurguladı. Bu vizyonun gerçekleşmesi için batarya maliyetlerinin düşürülmesi, şarj altyapısının yaygınlaştırılması ve tüketicilerin farkındalığının artırılması gerektiğini belirtti.

Batarya paketlerinin fiyatları son beş yılda %40 azaldı; bu da yeni marka ve model sayısının 800’e ulaşmasına olanak sağladı. Ancak hâlâ yüksek satın alma maliyetleri, sınırlı menzil ve uzun şarj süresi gibi engeller, geniş kitlelerin e‑mobiliteye geçişini yavaşlatıyor.

Paylaşımlı Şarj Modeli ve Çift Yönlü Akım

Go‑e Kurumsal İletişim Direktörü Christian Philipp, “Erişilebilir, uygun maliyetli ve sosyal kabul gören şarj altyapısı olmadan e‑mobilite sürdürülebilir olamaz” diyerek, paylaşımlı şarj modeli üzerinde durdu. Avrupa’da yürütülen projeler, 2030’a kadar hem kamu hem de ev tipi şarj istasyonlarının sayısını iki katına çıkarmayı hedefliyor. Philipp, “Araçlar park edildiği her yerde şarj edilebilecek; bu da enerji arz‑talep dengesini optimize edecek” şeklinde bir gelecek vizyonu sundu.

Ayrıca, çift yönlü şarj (V2G – Vehicle‑to‑Grid) teknolojisinin, bataryaların sadece araç için değil, yenilenebilir enerjiyi depolama, şebekeyi dengeleme ve fiyat dalgalanmalarını önleme amaçlarıyla da kullanılabileceğini vurguladı. Gerçek zamanlı batarya teşhisi sayesinde, batarya kümeleri ölçeklenebilir ve şebekeden araca ya da araçtan şebekeye enerji akışı sağlanabilir.

Türkiye’de E‑Mobiliteye Yönelik Yerel Girişimler

Vale Şarj Sistemleri Kurucusu ve CEO’su Mehmet Göksu, Türkiye’de e‑mobilitenin hızlı bir yükseliş gösterdiğini, ancak farklı fiyat segmentlerinde daha fazla modelin piyasaya sürülmesi ve tüketici bilinçlendirme çalışmalarının eksik olduğunu belirtti. “Yüksek satın alma maliyetleri hâlâ ciddi bir engel; bu nedenle yenilikçi çözümler ve sektörler arası işbirlikleri hayati önemde” diye ekledi.

Göksu, ülkenin AC ve DC şarj altyapısına yaptığı yatırımları dengeli bir şekilde artırdığını, hızlı şarj istasyonlarının pazarın büyümesine kritik bir ivme kazandırdığını ifade etti. Özellikle turizm bölgelerinde ve büyük şehirlerde paylaşımlı şarj istasyonları kurulması, hem yerli hem yabancı kullanıcıların tercihlerini olumlu yönde etkileyecek.

Politikalar, Teşvikler ve Gelecek Perspektifi

Konuşmacılar, e‑mobilitenin uzun vadeli başarısı için istikrarlı ve tutarlı politika çerçevelerinin gerektiğini vurguladı. Vergi indirimleri, düşük faizli krediler, altyapı destekleri ve yerli batarya üretiminin teşviki, sektörde rekabetçi fiyatların oluşmasına katkı sağlayacak.

Ayrıca, uluslararası işbirlikleri ve standartların harmonizasyonu, batarya güvenliği, sigorta düzenlemeleri ve şarj protokollerinin ortak bir zeminde belirlenmesi, global pazarda Türk üreticilerinin daha fazla yer almasını mümkün kılacak.

Konferans, elektrikli araç pazarının mevcut zorluklarını net bir şekilde ortaya koyarken, yenilikçi çözümler ve çok‑paydaşlı işbirliklerinin bu engelleri aşmada kilit rol oynayacağına dair ortak bir görüş birliği sağladı.