Türkiye Maarif Vakfı (TMV) tarafından düzenlenen 5. İstanbul Eğitim Zirvesi, Atatürk Kültür Merkezi’nde “Dünyayı Eğitimle İyileştirmek” temasıyla gerçekleşti. Zirve, eğitim politikalarının küresel barış ve adalet üzerindeki etkilerini irdelemeyi hedefliyor. Katılımcılar arasında ülke içinde ve dışındaki bakanlar, akademisyenler, iş insanları ve binlerce öğrenci yer aldı.

Zirvenin açılış konuşmasını yapan Emine Erdoğan, “Zirvemiz bu yıl dünyayı ‘eğitimle iyileştirmeyi’ teklif edecek. Eğitim, insan ruhunu besleyen, karanlıkları aydınlatan bir güçtür. Tırtılın kozasından renkli bir kelebeğe dönüşmesi gibi, eğitim de bireyin potansiyelini kanatlandırır” şeklinde konuştu. Ardından, modern dünyada bilgi ve erdem arasındaki uçurumu kapatmanın eğitimle mümkün olduğunu belirtti.
Emine Erdoğan, güncel istatistiklere değinerek 2024’te İngiltere’de İslamofobik suçların %165 arttığını, yapay zekâ destekli silahların ise Gazze’de sivil hayatları tehdit ettiğini hatırlattı. Bu bağlamda, eğitimin bir kanadı kırık olduğunda dünyayı nefret, ırkçılık ve ayrımcılık gibi hastalıkların pençesine itebileceğini vurguladı.
Erdoğan, “İrfana dönüşen eğitim, dünyanın tek ilaçıdır. İrfan, insanın içindeki kinleri susar, duvarları yıkar, anlaşmazlıkları sona erdirir” diyerek, eğitimde irfan ve ahlak temellerinin ne kadar hayati olduğunu yineledi. Cemil Meriç ve Nurettin Topçu gibi düşünürlerin sözlerine atıfta bulunarak, okulların yalnızca bilgi depolama alanı değil, kalpleri terbiye eden, merhamet aşılayan merkezler olması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, Maarif Vakfının 56 ülkede 500’ü aşkın eğitim kurumuyla dünya barışına somut bir katkı sağladığını belirtti. Suriye’nin yeniden inşasında vakfın aktif rolüne değinen konuşmacı, Nijer’de bir okulda çıkan yangından kurtulan Abdoul Rachid’in duygusal anını da paylaştı. Rachid, yangın sırasında hayatta kalan tek nesnesi olan “luh” adlı tahta levhayı Emine Erdoğan’a takdim etti; bu an, eğitimde insanî değerlerin somut bir simgesi olarak izleyiciler tarafından büyük bir alkışla karşılandı.
Emine Erdoğan, “Gelecek nesillere adil bir dünya bırakmak bizim borcumuzdur. Bu hedefe ulaşmak, sadece yüksek sınav puanlarıyla değil, öğrenilen bilgileri toplumsal hayata yansıtabilen, kalplerini sevgi ve adaletle besleyen bireyler yetiştirmekle mümkün olur” dedi. Necip Fazıl’ın sözlerinden ilham alarak, “Kim var diye seslenilince sağına ve soluna bakmadan, fert‑fert ben varım” diyerek, bireysel sorumluluk ve toplumsal dayanışmanın önemine değindi.
Türkiye Maarif Vakfı’nın, Batı’nın medeniyet merkezi iddiası yerine, kültürlere saygılı, duyarlı ve bağımsız bir eğitim modeli sunma vizyonu, uluslararası alanda örnek bir diplomasi olarak öne çıkıyor. Bu yaklaşım, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da eğitim diplomasisi alanında yeni bir çehre kazanmasını sağlıyor.
Maarif Çocukları Koro ve Dans Gösterisi ile program sona ererken, katılımcılar arasında bir aile fotoğrafı çekildi ve bu an, zirvenin birlik ve beraberlik mesajını pekiştirdi.