Milli tekvandocu Emine Göğebakan, Wuxi’de düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası’nda 46 kilo kategorisinde altın madalya kazanarak dünya şampiyonu unvanını elde etti.
Şampiyonluk Anı ve İlk Tepkileri
Emine Göğebakan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "
Bundan önce büyükler kategorisinde Avrupa şampiyonasına katılmıştım. Orada 2’nci olmuştum. Tabii dünya şampiyonasının atmosferi çok farklıydı. Dünya şampiyonalarında yıldızlarda 3’üncü, gençlerde 2’nci olmuştum. Ama büyükler çok daha farklıydı. Heyecanımı bastırdım, sadece maçıma odaklandım. Bunu yaşadığım için mutluyum." dedi.

Şampiyonluk töreninde kürsüye çıktığında duyguları şöyle özetledi: "
O atmosfer, o madalya, o kürsüye çıkmak… Diğer kategorilerde çıksam bile büyüklerde çıkmak çok ayrı bir duyguymuş. İstiklal Marşı'nı okutmak, akşam odama geldiğimde o madalyayla uyumak ve internete baktığımda herkesin beni tebrik etmesi… Hiç beklemediğim bir sonuçla karşılaştım. Herkesten çok olumlu tepki aldım, herkes çok mutluydu. Bu beni daha da motive etti. Daha da antrenmanlara asılmamı, başarıya açık olmamı sağladı."
24 yaşındaki genç sporcu, bu başarıyı uzun bir mücadele sürecinin sonunda elde ettiğini vurguladı.
Tekvandoyu bırakma noktasına geldiği dönem ise "
Büyükler Avrupa şampiyonasına (2022) gittim, 2’nci oldum. Sonrasında 2 yıl boyunca gidemedim. Bir şey oldu, sıkıntılar oldu. Gidecektim, son anda gidemedim. Daha öncesinde madalya sahibi bir sporcuyum. Bu madalyanın bir şekilde bana ulaşacağına emindim. Sıkletimin finalini ekrandan izliyordum 2 yıldır. Sonunda, ilk gitme fırsatında bu madalyayı alıp geldim." şeklinde anlattı.
ASKİ Spor Kulübü bünyesinde antrenman yapan Emine, ailesi ve antrenörü Emre Arslan Erdem’in desteği olmadan bu süreci atlatamayacağını belirtti: "
Pes etme noktasına geldiğimde gerçekten çok üzüldüm, çok ağladım. ‘İstemiyorum artık.’ dedim. Ama ailem ‘Bu zamana kadar yaptın. Devam et, zorla. Yapabildiğin yere kadar yap.’ dedi. Antrenörüm Emre Arslan Erdem bu süreçte hep yanımdaydı. Ne zaman dursam, gidemesem özel olarak konuşurdu. ‘Yapacağız. Ben eminim, sen de inan. Devam edeceğiz, zorlayacağız.’ derdi. Ailem bunun için Ankara’ya taşındı. Normalde Hataylıyız. Ailem ‘O kadar emek sarf ettin. Bunca yıldır yapıyorsun. Madalyayı almadan bırakmak yok. Bunu biliyoruz, alacaksın.’ dedi. Hocam da her zaman yanımda oldu. Ben de ona güvendim ve devam ettim. Sonuç altın madalyaya ulaşıldı. İyi ki onları dinledim ve benim yanımdaydılar bu süreçte.’"
Gelecek Planları ve Yeni Hedefler
Şampiyonluğun ardından Emine, önümüzdeki dönemdeki hedeflerini netleştirdi: "
Bu madalya için çok çabalamıştım. Ulaştıktan sonra hedeflerim daha da büyüdü. Kendime olan inancım ve güvenim arttı. Salı günü yola çıkıyorum. Riyad’da İslami Dayanışma Oyunları var. Orada da altın madalyayı alıp biraz dinlenip, ondan sonra tekrar çok daha fazla çalışarak 2028 Olimpiyatları’na kadar olan süreçte bu kürsünün sahibini hep koruyarak oraya gitmek istiyorum."
2028 Los Angeles Olimpiyatları’na hazırlanırken kilo sınıfı değişikliği konusuna da değindi: "
Şimdilik 46’da devam ediyorum. Arkadaşım (Elif Sude Akgül) da 49’da devam ediyor. Uzun bir süreç. Zaten bu sıralamayla ilgili bir sonuç. Bakalım hangimizi götürecek. Biz de bunun planlamasını hocamla beraber yapacağız. Ama şu an 46’dan 49’a puan topluyorum. Arkadaşım da 49’dan topluyor. Hangimiz girebilirsek. Ama çok çaba harcayacağım gitmek için."
Emine’nin bu kararlı tutumu, genç sporculara örnek olurken, Türk tekvando camiasının da uluslararası arenada daha fazla ses getirmesinin kapılarını aralıyor.