Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kayseri’de bir kafede düzenlenen “Küresel Vicdan” konulu söyleşide, üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. Davutoğlu, konuşmasının başında “Devlet darda, millet sıkıntıda” ifadesini tekrarlayarak, devletin zor zamanlarında yardım talep edildiğinde elinden geleni arkasına koymayacağını belirtti.

Davutoğlu, “Türkiye’de bugün devleti kılcal damarlarına kadar tanıyan iki kişi varsa birisi Cumhurbaşkanı, diğeri benim” diyerek, Cumhurbaşkanı ile yakın bir siyasi iş birliğine işaret etti. Bu söylem, hem mevcut hükümetle hem de parti politikalarıyla ilgili spekülasyonları beraberinde getirdi.
Konuşmanın en çarpıcı bölümlerinden biri, Davutoğlu’nun Gazze’nin insansızlaştırılması iddialarına yanıtı oldu. “Gazze’nin önünde 2006’da keşfedilen büyük doğal gaz rezervleri var. Bu yüzden bazı ülkeler bölgeyi silmek istiyor” diyerek, bölgesel jeopolitik dinamikleri eleştirdi. Ayrıca, “4 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Filistin’de savaşmıştır: Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay” şeklinde tarihî bir perspektif sundu.
Bir gazetecinin Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı teklifine dair sorusuna da yanıt veren Davutoğlu, “Hayatını ilkelere göre yaşayan biriyim. Akademik ve dışişleri bakanlığı dönemlerimde savunduklarımı şimdi de aynı prensiplerle sürdürüyorum” diyerek, siyasi ahlak ve şeffaflık temasını yeniden gündeme taşıdı. “Siyaseti bırakmam, ihtiyacım olduğunda devam ederim” ifadesi, ilerideki siyasi planları hakkında spekülasyonları artırdı.
Davutoğlu, “Başbakanlığı bırakmak kolay değildi; 30 yıldır muhtarım ve muhtarlığı bırakamadım” diyerek kişisel bir anekdot paylaştı. Ayrıca, “Mavi Marmara’da şehit düşen kahramanları, Furkan Doğan’ı anıyorum” sözleriyle, ulusal duygulara hitap etti.
Ahmet Davutoğlu’nun bu konuşması, hem dış politika hem de iç siyaset açısından bir dizi önemli mesaj içeriyor. Devletin zor zamanlarında yardım çağrısına yanıt vermeye hazır olduğunu vurgulaması, muhalefet ve hükümet içinde çeşitli yorumlara yol açabilir. Filistin konusundaki tarihî referansları ise bölgesel politikaların yeniden tartışılmasına zemin hazırlıyor. Davutoğlu’nun “İhtiyacım olmadığına inanmasam siyaseti bırakırdım” sözleri, gelecekteki olası görev tekliflerine dair spekülasyonları da beraberinde getiriyor.