Mesud Barzani, Irak’ın Kürt bölgesi Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) başkanı, Şırnak’ın Cizre ilçesinde düzenlenen bir sempozyuma katılmak üzere Türkiye’ye geldi. Ziyareti sırasında iki uzun namlulu silahlı güvenlik görevlisiyle birlikte görüntülendi; bu görüntüler, sosyal medyada hızla yayılarak hem yerel hem de uluslararası arenada yoğun tartışmalara yol açtı.
Channel‑8 televizyonuna konuşan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, “Türkiye kritik bir dönemden geçiyor, bu tür görsellerin büyütülmesi halkı gereksiz yere tedirgin edebilir” diyerek durumu sakinleştirmeye çalıştı. “Bu kritik süreçte sert ifadelerden kaçınmak, bazı şeyleri görmezden gelmek ve duymamak gerekir.” şeklindeki açıklaması, hem parti içi hem de dış politikada bir denge arayışına işaret ediyor.
Ensarioğlu, kendisinin hükümeti temsil etmediğini vurgulayarak, “Ben bir milletvekiliyim, partimizin politikalarıyla doğrudan ilişkilendirilmiyorum” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu görüntüleri “Vatan topraklarında yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşması tek kelimeyle rezalettir” şeklinde eleştirdi. Diğer muhalefet partileri de benzer şekilde Barzani’nin güvenlik detaylarını sorguladı ve Türkiye’nin bölgeye gönderdiği ekiplerin silahlanma düzeyini mercek altına aldı.
Ensarioğlu, “Türkiye’den bölgeye giden devlet yetkilileri de uzun namlulu silahlarla korunan ekiplerle seyahat ediyor. Duhok, Amedi gibi noktalarda Türkiye’nin tankları ve zırhlı araçları yıllardır bulunuyor” diyerek, benzer uygulamaların uzun süredir devam ettiğine dikkat çekti.
Geçmişte kimlik kontrollerinin sıkı olduğu dönemlerde bile bu tür güvenlik önlemlerine itiraz edilmediğini, bölge yönetiminin konuyu uluslararası bir krize dönüştürmediğini belirten Ensarioğlu, “Barzani’nin iki özel güvenlik görevlisinin görüntüleri sosyal medyada aşırı abartıldı; bu yanlış anlaşılmanın hızlı bir şekilde telafi edilmesi gerekiyor.” şeklinde son bir uyarıda bulundu.
Barzani’nin Cizre’deki ziyaretinde çekilen fotoğraflar, hem yerel halkın hem de uluslararası medyanın dikkatini çekti. Görseller, bölgedeki güvenlik dinamiklerine dair yeni sorular ortaya koyarken, siyasi söylemlerdeki farklı tonlar da tartışmanın boyutunu genişletti.

Uzmanlar, benzer olayların kamuoyunda daha fazla yankı bulmasının, bölgedeki mevcut gerginlikleri artırabileceği ve diplomatik ilişkilerde hassas bir denge gerektirdiği konusunda uyarıyor. Bu bağlamda, hem yerel yetkililerin hem de merkezi hükümetin iletişim stratejilerini yeniden gözden geçirmesi, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından kritik öneme sahip.