Akciğerin *diffüz parankimal* hastalıklarının tanısında uzun yıllardır kullanılan cerrahi biyopsi, yüksek komplikasyon riski ve hastalar için zor bir süreç anlamına geliyordu. Antalya’da yalnızca Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi’nde hayata geçirilen transbronşiyal kriyobiyopsi (dondurarak biyopsi) ise bu sorunu kökten değiştiriyor. “Cerrahiye bağlı enfeksiyon ve akciğerden hava kaçağı risklerini minimale indirmiş oluyoruz.” diyerek Doç. Dr. Fatih Üzer, yöntemin hastalar için sunduğu konforu vurguladı.

AÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda 2024 yılında ilk kez yapılan bu işlemde, akciğerin biyopsi alınacak bölgesi 5‑10 saniye boyunca -70°C ile -100°C arasında donduruluyor. Dondurma süresi, bölgenin tam olarak katılaşmasını sağlayarak 0,5‑1 cm arasında örnekler alınmasını mümkün kılıyor. Tek bir seansta 3‑5 biyopsi elde edilebiliyor ve bu örnekler patoloji laboratuvarına gönderilerek hastalığın kesin tanısı konuluyor. Şu ana kadar 60 hastada uygulanan yöntem, %85’e varan tanısal doğrulama oranı sağladı.
Temmuz ayında transbronşiyal kriyobiyopsi uygulanan 57 yaşındaki Hüseyin Süzer, “*Biyopsi çok rahat geçti, aynı gün taburcu oldum ve kısa sürede tedaviye başladım.*” diyerek deneyimini paylaştı. Hastaların çoğu, aynı gün ya da bir gece hastanede kaldıktan sonra taburcu olmalarını, cerrahiye kıyasla daha az ağrı ve hızlı iyileşme süreçlerini olumlu buluyor.
İşlem sırasında kullanılan kateterin ucu 0,9 mm‑2,4 mm arasında değişiyor ve uç kısmı karbondioksit ile soğutularak istenilen sıcaklığa ulaştırılıyor. Dondurma süresi 5‑10 saniye olduğundan, doku hasarı minimum seviyeye indirgeniyor. Anestezi eşliğinde gerçekleştirilen işlem, ortalama 30‑45 dakika sürüyor ve hastaların solunum fonksiyonları üzerindeki etkisi çok sınırlı.
Doç. Dr. Üzer, Türkiye’de bu yöntemin şu anda sadece 7‑8 merkezde, Antalya’da ise tek başına AÜ Tıp Fakültesi’nde uygulandığını belirtiyor. Ancak elde edilen yüksek doğruluk oranları ve düşük komplikasyon riskleri, kriyobiyopsinin **ülke çapında yaygınlaşması** için güçlü bir zemin oluşturuyor. Uzmanlar, özellikle ileri yaştaki ve oksijen desteği gerektiren hastalarda cerrahi biyopsiye alternatif olarak bu yöntemin tercih edilmesinin, tedavi sürecini hızlandıracağını vurguluyor.