CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, parti genel merkezinde düzenlenen basın açıklamasında, “Öğretmenlerimizin yaşadıkları sorunlar, onları son derece zor koşullarda yaşamlarını sürdürmeye zorlamıştır. Atanamayan öğretmenlerin sayısı 1 milyona yaklaşmıştır.” diyerek durumu özetledi.

Özçağdaş, 23 yıllık AKP iktidarının öğretmenler üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çekti. “AKP iktidarı döneminde atanmayan öğretmen sayısı 68 bin iken, bugün bu rakam 1 milyona ulaşmıştır.” açıklamasını yaptı. Engelli öğretmenler, norm kadro sözü verilen rehber öğretmenler ve meslek hayaliyle bekleyen gençler arasında artan bir hayal kırıklığı ve maddi zorluk yaşandığını vurguladı.
Özçağdaş, mülakat sürecindeki tutarsızlıkları da eleştirdi. “‘Mülakat yapmayacağız’ diyenler, seçim sonrası sözlerini unutarak mülakat yapmaya ısrar ettiler.” diyerek, hatalı mülakatlar sonucunda 1.611 öğretmenin mağdur olduğunu belirtti. Yalnızca 15 bin öğretmen için atama duyurusu yapıldığını, bu atamaların büyük bir kısmının sadece beş branşta yoğunlaştığını ve kalan 71 branşa yeterli kontenjan verilemediğini sözlerine ekledi.
Milli Eğitim Bakanı’nın “her 100 öğrencisi olan okula 1 rehber öğretmen atayacağız” vaadi ise gerçekleşmedi. Mülakat sonuçları 29 Ağustos’ta açıklanırken, kural çekme tarihinin 24 Kasım’da duyurulması ve en erken 1 Ocak’ta göreve başlayabilecek öğretmenlerin 255 gün sonra atamasının tamamlanacağı bildirildi.
Özçağdaş, Milli Eğitim Akademileri konusundaki belirsizliklere de değindi. “Akademiler açıldı, kapatıldı ve tekrar açıldı. 10 bin öğretmenin Akademi Giriş Sınavı ile göreve alınacağı söyleniyor, ancak eğitim süresi 4 dönem, 14 ay ve şimdi 12 ay olarak değiştiriliyor.” ifadeleriyle sürecin hâlâ net bir takvim olmadan devam ettiğini belirtti.
Akademi başkanının 12 aylık eğitim süresini duyurması, öğretmen adayları için bir umut ışığı olsa da, atama takviminin açıklanmaması ve sürecin şeffaf olmaması, öğretmen camiasında “belirsizlik” kelimesini hâlâ hâkim kılıyor.
Özçağdaş, öğretmenlerin karşılaştığı zorlukları bir dizi başlık altında topladı: öğretmenlik mesleği kanunu, atama süreçleri, mülakat usulsüzlükleri, norm kadro eksikliği, sözleşmeli öğretmenlik, proje okullar, ücretli öğretmenlik, özel sektör öğretmenlerinin çalışma koşulları ve emeklilikte hak kayıpları. Bu maddelerin hepsi, öğretmenlerin mesleklerine duydukları saygıyı zedeleyerek, onları “itibarsızlaştıran, zorlu yaşam koşullarına hapseden” bir sürece sürükledi.
Özçağdaş, bu sorunların yalnızca bireysel öğretmenleri değil, ülkenin eğitim sistemini de derinden etkilediğini, uzun vadede ise insan kaynağının verimliliğini ve öğrencilerin eğitim kalitesini olumsuz yönde etkileyebileceğini vurguladı.
Basın açıklamasının sonunda Özçağdaş, “Eğitimde sürdürülebilir bir çözüm bulunmalı, atama ve mülakat süreçleri şeffaflaştırılmalı, norm kadrolar kesin ve adil bir şekilde dağıtılmalı.” diyerek, hükümetin acil ve etkili adımlar atmasını talep etti.