Türkiye’nin en değerli kültürel miraslarından biri olan Ayasofya‑i Kebir Cami‑i Şerifi, külliyenin her noktasında yürütülen kapsamlı mühendislik ve sanat çalışmalarıyla yeni bir döneme giriyor. Bakan Mehmet Nuri Ersoy, “Mimar Sinan’dan bu yana Ayasofya’da gerçekleştirilen en kapsamlı, en geniş çaplı restorasyon sürecini başlattık” diyerek projenin tarihî önemine vurgu yaptı.
Restorasyon ekipleri, deprem güçlendirme kapsamında kubbenin kurşun kaplamalarını yeniledi, dış cephedeki çelik konstrüksiyonları 43,5 metre yüksekliğe kadar yükseltti ve mozaiklerin orijinal renklerini korumak için özel bir çok katmanlı koruma sistemi geliştirdi.

Bu teknik adımlar, Ayasofya’nın UNESCO’daki statüsünün korunması ve gelecekteki nesillere sorunsuz bir şekilde aktarılması için kritik öneme sahip.
Ersoy, çalışmaların ibadet saatlerini aksatmamak amacıyla yatsı sonrası başlatıldığını, sabah namazına kadar sürdüğünü belirtti. Ayrıca, bilim heyetinin Prof. Dr. Can Binan, Prof. Dr. Asnu Bilban Yalçın, Prof. Dr. Ahmet Güleç, Prof. Dr. Hasan Fırat Diker ve Doç. Dr. Mehmet Selim Ökten gibi isimlerden oluştuğunu ve uluslararası uzmanlarla iş birliği içinde ilerlediğini sözlerine ekledi.
Kültür ve Turizm Bakanı, Ankara’da Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği “Zamanın İzleri‑Vakıf Medeniyeti Fotoğraf Yarışması” ödül törenine katıldı. Ersoy, vakıf kültürünün “asırlardır toplumsal dayanışmayı, iyiliği ve insanı merkeze alan bir medeniyet anlayışı” olduğunu vurgulayarak, bu mirasın gelecek nesillere en doğru ve sağlam şekilde aktarılması için çalışmaların sürdüğünü belirtti.
Ersoy, fotoğrafın sadece bir görüntü değil, bir anın duygusunu, hafızasını ve hikayesini geleceğe taşıyan eşsiz bir sanat olduğunu dile getirerek, yarışmanın vakıf kültürüne farkındalık kazandırma ve topluma ilham verme görevini başarıyla yerine getirdiğini ifade etti.
Yarışmada “Dijital Fotoğrafçılık” ve “Mobil Fotoğrafçılık” gibi yeni kategorilerin açılması, katılımın 2 bini aşkın fotoğraf ile genişlediğini ve Azerbaycan, Kıbrıs, Balkanlar gibi komşu coğrafyalardan da büyük ilgi gördüğünü gösterdi.
Jüri üyeleri arasında İzzet Keribar, Coşkun Aral, Merih Akoğul, Cengiz Karlıova ve Ali Can Atay gibi tanınmış isimlerin bulunması, yarışmanın kalitesini ve prestijini artırdı.
Ersoy, Ayasofya restorasyonu tamamlandığında İzzet Keribar ile birlikte yeni fotoğraf çekimleri yapılabileceğini ve bu serginin Cumhurbaşkanı’nın teşrifiyle açılacağını sözlerine ekledi.
Ayasofya’nın restorasyonu sadece bir yapı koruma projesi değil, aynı zamanda kültür‑turizm sinerjisi ve bilim‑sanat iş birliği modelidir. Bakan Ersoy, bu projeyi “ülkemizin tarihî mirasını koruma ve aynı zamanda dünyaya tanıtma” misyonunun bir parçası olarak nitelendirdi.
Vakıf kültürünün “gerçek zenginliğin mal biriktirmekle değil, paylaşmakla mümkün olduğu” mesajıyla toplumsal dayanışma ve paylaşıma dayalı bir medeniyet anlayışının pekiştirilmesi hedefleniyor.
Ayasofya’nın restorasyonu ve fotoğraf yarışması, Türkiye’nin hem geçmişle bağını güçlendiren hem de geleceğe yön veren iki önemli mihenk taşı olarak öne çıkıyor.