Asena Keskinci, “Bez Bebek” dizisinde canlandırdığı Yağmur karakteriyle hafızalarda yer etmiş bir oyuncuydu. Yıllar sonra sessizliğini bozarak set ortamında maruz kaldığını iddia ettiği psikolojik ve fiziksel şiddet detaylarını sosyal medyada paylaştı. Keskinci, rol arkadaşı Evrim Akın‘ın kendisine “Seni bu diziden attırırsam ne olur? Sokakta mı kalırsınız?” gibi tehditkar sözler söylediğini ve hatta aile içi sorunlarından yararlanarak onu aşağılamaya çalıştığını ileri sürdü.
“Evrim Akın, yıllardır babamla aynı evde yaşıyor ve ailemin dağılmasında payı var,” diye ekledi Keskinci, iddialarını çarpıcı bir dille ortaya koydu.

Bu açıklamalar, sosyal medyada hızla yayıldı ve Evrim Akın‘ın avukatı hemen devreye girerek iddiaların “tamamen hayal ürünü ve gerçek dışı” olduğunu belirtti. Ancak Keskinci’nin yalnız olmadığını gösteren bir dizi destek sesi gelmeye devam etti.
Aleyna Eroğlu, “İşte Benim Stilim” yarışmasıyla tanındıktan sonra annesinin setin makyözlerinden biri olduğunu hatırlatarak Keskinci’nin sözlerine şahit olduğunu ve “Geç bile kaldın” diyerek iddiaları onayladı.
En kritik ses ise dizinin makyözlerinden Arzu Yurter oldu. Yurter, “Evrim Akın beni setten kovdurdu, aynı şey birçok kişiye de oldu” diyerek Keskinci’nin iddialarını güçlü bir şekilde destekledi. Yurter, şu sözlerle durumu özetledi: “Kendinden kaç kişiyi ekmeğinden etti! Ağzımızı açsak yer yerinden oynar. Asena benim bir tanem, çocukluğu elimde geçti. Annesi Ayşe Hanım’la hâlâ görüşürüz. Benim gibi daha kaç kişi işinden oldu…”
Yurter, “Bitmek bilmeyen kötülükleri… İnsanların ekmeğine kan doğradı. O çocuğa yaptıkları, hasta bir insanla alay etmesi… Kimse ses çıkarmadı. Ben çıkardım ve sonunda kovuldum” diyerek set ortamındaki baskıcı tutumları gözler önüne serdi. Bu ifadeler, dizinin perde arkasında ne kadar karmaşık bir ortam oluştuğunu gösterirken, izleyicilerin de merakını artırdı.
Şu ana kadar Evrim Akın resmi bir açıklama yapmadı; avukatı aracılığıyla sadece iddiaların gerçek dışı olduğunu belirtti. Ancak medya ve sosyal medyada tartışma, yeni tanıkların ve destek mesajlarının eklenmesiyle hâlâ sürüyor. Set ortamındaki bu tür iddiaların ne kadarının doğrulanabileceği ve sektör içinde benzer vakaların önüne geçilip geçilemeyeceği, ilerleyen günlerdeki gelişmelerle netleşecek.
Bu gelişmeler, televizyon sektöründe çalışanların hakları, yapım şirketlerinin sorumlulukları ve set güvenliği konularında yeni tartışmalara kapı aralıyor. İzleyiciler ise bu dramayı sadece ekranda değil, perde arkasında da izlemeye devam ediyor.