İçişleri Bakanlığı, 2019‑2024 yılları arasında Buldan Belediyesi’ne ait bazı alımlar ve gayrimenkul satışlarının yaklaşık 31 milyon lira zarar verdiğini gerekçe göstererek eski belediye başkanı Mustafa Gülbay ve eski encümen üyeleri hakkında soruşturma izni kararı aldı. Gülbay, bu karara kesin bir itirazda bulunduğunu ve kararın iptaline yönelik hukuki süreç başlattığını açıkladı.

Belediye başkanlığı görev süresi boyunca şeffaflığı temel ilke olarak benimseyen Gülbay, yaptığı açıklamada şu sözleri sarf etti: “Buldan Belediye Başkanlığı görevine seçildiğim ilk günden beri şeffaflık hep temel ilkem oldu. Bu yüzden görevi devraldığım gün Başkanlık Makamının kapısını söktürdüm, son güne kadar da taktırmadım. Herkesle kapalı kapılar ardında değil, arada hiç bir kapı olmadan görüştüm. Tüm meclis toplantılarımızı ve ihalelerimizi canlı yayınlarla sizlerin gözü önünde yaptım.”
Gülbay, belediyenin bir kamu kurumu olduğunu hatırlatarak, “Kamuyu ilgilendiren her şey kamunun gözü önünde olmalıdır” diyerek şeffaflık vasıtasıyla vatandaş güvenini korumanın önemine değindi.
Gülbay, kendisine yöneltilen “31 milyon lira zarara uğratma” iddialarının “asılısız” olduğunu belirtti. Açıklamasının ekinde sunduğu belge ve delillerle, yalan haber yapanların ve bu haberleri yaygınlaştıranların sorumluluğunu üstleneceğini sözlerine ekledi: “Yalan haber yapan ve yayanlar hakkında samimi bir özür dilenmez ise gerekli yasal yollara başvuracağım.”
Gülbay, ayrıca, “Bu yüzden hakkımda çamur sıçratmaya kalkanlara da asla izin vermem” diyerek, hem kamuoyunda hem de mahkemede mücadele edeceğini vurguladı.
Buldan, Denizli’nin önemli bir ilçesi olarak yerel yönetim uygulamalarının sıkı bir denetim altında olduğu bir bölge. Soruşturma sadece Gülbay’ı değil, eski encümen üyeleri ve belediye personelini de kapsıyor. Bu durum, yerel yönetimlerde mali şeffaflık, ihale süreçleri ve kamu kaynaklarının kullanımı konularında yeni bir tartışma başlatabilir.
Gülbay’ın itirazı ve şeffaflık vurgusu, belediye meclis toplantılarının ve ihalelerin nasıl yürütüldüğüne dair daha geniş bir kamu denetimi talebini de beraberinde getiriyor.
İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma izni kararına karşı yürütülecek yargı süreci önümüzdeki haftalarda netleşecek. Gülbay’ın itirazının kabul edilip edilmemesi, benzer yerel yönetimlerdeki mali denetim uygulamalarına örnek teşkil edebilir. Aynı zamanda, bu süreç, yerel siyaset oyuncularının ve medya kuruluşlarının bu tür iddialara karşı tutumlarını yeniden şekillendirebilir.