B.T., 6 yıl önce merakından başlayıp, yavaş yavaş kontrol edilemez bir bağımlılık döngüsüne sürüklenen bir genç olarak hikâyesini anlatıyor. İlk denemesini merak ve arkadaş baskısıyla yapmış, fakat kısa sürede psikolojik ve fizyolojik bağımlılık belirtileri göstermeye başlamıştı.
Türkiye genelinde genç nüfusta %3,2 oranında uyuşturucu kullanımının olduğu resmi istatistikler ışığında, B.T.’nin yaşadığı süreç ülke çapındaki bir sorunun bireysel bir örneği olarak öne çıkıyor.

İl Sağlık Müdürlüğünün açıklamasına göre, B.T. 4 yıl süren bağımlılık sonrası sağlık ve sosyal yaşamının çöküşünü fark ederek, 2 yıl önce Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlı Erişkin Arındırma Merkezi‘ne başvurdu.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Eralp Türk tarafından yürütülen 2 yıllık tedavi programı; detoks, bireysel ve grup terapileri, aile danışmanlığı ve sosyal entegrasyon faaliyetlerini kapsıyordu. B.T., “Burada aldığım tedavi sayesinde bağımlılıktan daha hızlı kurtuldum” diyerek merkezdeki destek sisteminin önemine vurgu yaptı.
B.T.’nin ifadeleri: “Çevreme sürekli yalanlar söylemeye başladım. Kilo verdim, dişlerim döküldü, sağlığım bozuldu… En büyük destekçim eşimdi. Bu süreçte önemsenmek istiyorsunuz.”
Dr. Eralp Türk’ün açıklamaları: “Her bir kullanım, bir sonraki kullanıma davetiye çıkarıyor. İlk denemeden sonra beyin, o maddeyi tekrar isteme eğiliminde olur. Bu yüzden erken müdahale çok kritik.”
Uzman, hastaların ve yakınlarının ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattına başvurabileceğini hatırlattı.
B.T.’nin hikâyesi, bağımlı bireylerin rehabilitasyon sürecinde aile, sağlık kurumları ve toplum desteğinin ne kadar hayati olduğunu gösteriyor. Bursa’da bu yıl açılan yeni rehabilitasyon merkezleri, benzer vakaların erken teşhis ve tedavisi için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, bağımlılıkla mücadelede toplumsal farkındalık kampanyalarının artırılması ve gençler arasında “deneme” riskinin azaltılmasına yönelik eğitim programlarının yaygınlaştırılmasını öneriyor.