Cevdet Yılmaz: Türkiye, küresel ölçekte yapıcı ve belirleyici bir aktör haline geldi

Cevdet Yılmaz: Türkiye, küresel ölçekte yapıcı ve belirleyici bir aktör haline geldi
Yayınlama: 23.11.2025
3
A+
A-

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin son yıllarda yürüttüğü diplomatik girişimlerle küresel ölçekte yapıcı ve belirleyici bir aktör haline geldiğini vurguladı.

Diplomatik Çabalar ve Küresel Rol

Cevdet Yılmaz, "Son yıllarda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüttüğümüz diplomatik girişimlerle Türkiye, küresel ölçekte yapıcı ve belirleyici bir aktör haline gelmiştir." şeklinde bir açıklama yaptı. Bu sözler, Türkiye’nin çok taraflı platformlarda artan etkisini ve BM, NATO gibi uluslararası kuruluşlarla yakın iş birliğini yansıtıyor.

İklim değişikliği, güvenlik, enerji ve ticaret konularında yürütülen yoğun müzakereler, ülkenin jeostratejik konumunun yanı sıra ekonomik ve teknolojik kapasitesinin de desteklenmesiyle mümkün oldu. Özellikle son iki yılda Avrupa Birliği, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD ile imzalanan ikili anlaşmalar, Türkiye’nin dış politikasında yeni bir ivme kazandırdı.

COP31 Ev Sahipliği ve Hedefler

Yılmaz, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçevesi Sözleşmesi (UNFCCC) 31. Taraflar Konferansı (COP31) başkanlığı ve ev sahipliğini üstlenmesinin, ülkenin iklim politikalarında bir dönüm noktası olduğunu belirtti. "Uzun süredir sürdüğümüz yoğun diplomatik müzakerelerin sonucunda, bu önemli ev sahipliği kararı Türkiye’nin uluslararası platformlardaki yükselen ağırlığının güçlü bir teyididir." ifadeleri, hem çevre hem de ekonomi alanındaki taahhütlerin bir arada yürütüldüğünün altını çiziyor.

COP31 çerçevesinde 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda yapılan planlar, yenilenebilir enerji kurulu kapasitesinin %60’ın üzerine çıkarılması, İklim Kanunu ile desteklenen dönüşüm süreci ve Sıfır Atık projelerinin hayata geçirilmesi gibi somut adımları içeriyor. Yılmaz, "İklim değişikliği artık yalnızca çevresel bir mesele değil; sürdürülebilir kalkınma, küresel ekonomik istikrar ve sosyal adaletle iç içe bir sınavdır." diyerek konunun çok boyutlu önemine değindi.

NATO Zirvesi ve Uluslararası İş Birliği

Önümüzdeki yıl Türkiye’de gerçekleştirilecek NATO Zirvesi ile birlikte COP31’e ev sahipliği yapılması, ülkenin güvenlik ve iklim diplomatisi alanlarını birleştiren benzersiz bir fırsat sunuyor. Yılmaz, "Bu iki büyük etkinlik, Türkiye’nin küresel yönetişime sunduğu katkıyı daha da güçlendirecek ve çok taraflı iş birliğinin yeni bir modelini ortaya koyacak" şeklinde konuştu.

Bu bağlamda, enerji verimliliği, temiz ulaşım ve döngüsel ekonomi gibi alanlarda yürütülen projeler, hem iç politikada hem de uluslararası arenada Türkiye’nin örnek bir rol model olmasını hedefliyor. Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık girişimleri ve yenilenebilir enerji yatırımları, ülkenin yeşil dönüşüm sürecini hızlandırıyor.

Gelecek Vizyonu

Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin küresel ölçekte yapıcı ve belirleyici bir aktör olma yolculuğunun, sadece diplomasiyle sınırlı kalmayıp, ekonomik, çevresel ve sosyal politikaların entegrasyonu sayesinde sürdürülebilir bir kalkınma modeline dönüşeceğini vurguladı. "Bu süreç, tüm tarafların görüşünü dikkate alan, şeffaf ve kapsayıcı bir yaklaşım gerektiriyor." diyerek, uluslararası toplumla ortak bir sorumluluk paylaşımının altını çizdi.

Son olarak, Yılmaz, "COP31 Başkanlığı ve ev sahipliğimiz, küresel iklim müzakerelerine yeni bir ivme kazandıracak, ülkeler arası dayanışmayı güçlendirecek ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine somut katkılar sunacaktır." diyerek, Türkiye’nin gelecekteki rolüne dair umutlu bir tablo çizdi.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.