Özel, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada “Milletin takdiriyle iktidara geldiğimizde, İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyacak, kadına yönelik şiddete karşı atılması gereken adımları cesaretle atacağız” ifadelerini kullandı. Bu sözler, CHP’nin kadın hakları ve şiddetle mücadele konusundaki politikalarının altını çizmektedir.
Konuşmasında, kadınların güven içinde ve özgürce yaşayabilmesi için “şiddetin, caydırıcı düzenlemelerle önleneceği güçlü bir sistemi inşa etmek” gerektiğini vurguladı. Özel, bu yaklaşımın sadece bir politik tercih değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğunu belirtti.
“Bu ülkede birileri güvende tutulurken, kadınlar başta olmak üzere milyonlar güvencesiz bırakılıyorsa, bu durum siyasi tercihlerin sonucudur” diyerek, mevcut durumun eleştirisini yaptı ve değişim ihtiyacına dikkat çekti.
İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik ve aile içi şiddetle mücadele için dünyanın en kapsamlı uluslararası antlaşmalarından biridir. 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış ve Türkiye, ilk imzalayan ve onaylayan ülke olarak 6284 sayılı Kanun’un temelini oluşturmuştur.
Sözleşme, şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması, suçluların kovuşturulması ve bütüncül politikalar gerektiren bir çerçeve sunar. Ancak, Türkiye’de sözleşme, ailenin yapısını bozduğu ve “eşcinselliği teşvik ettiği” iddiaları üzerinden siyasi tartışmalara yol açmış, 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararı ile feshedilmiştir. Bu fesih, kadın hakları örgütleri ve uluslararası gözlemciler tarafından büyük bir endişe kaynağı olarak değerlendirilmiştir.
Özel’in bu yeni açıklaması, CHP’nin sözleşmenin yeniden hayata geçirilmesi için seçim sonrası bir öncelik olarak belirlediğini gösteriyor. Parti, kadına yönelik şiddetle mücadelede yasal ve pratik adımları yeniden gözden geçirme sözüyle seçmenlerine net bir mesaj vermiş oldu.
Özellikle genç kadın seçmenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu tür vaatleri yakından takip ettiği bir dönemde, Özel’in sözleri hem destekçileri hem de muhalifleri arasında yoğun tartışmalara yol açabilir.

İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konulması, sadece yasal bir değişiklik değil, aynı zamanda toplumsal bir farkındalık yaratma çabasıdır. Bu bağlamda, kadına yönelik şiddetle mücadele stratejilerinin güçlendirilmesi, koruyucu önlemlerin artırılması ve mağdurlara yönelik destek sistemlerinin genişletilmesi kritik öneme sahiptir.
CHP’nin bu vaatleri, önümüzdeki seçim sürecinde kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularının ne kadar merkezi bir rol oynayacağını da gözler önüne seriyor. Özel’in sözleri, partinin bu alandaki programını şekillendirecek ve seçmenlerin karar verme sürecinde belirleyici faktörlerden biri olabilir.