Murat Emir, CHP Grup Başkan Vekili, raporun hazırlanış sürecini ve amaçlarını şu sözlerle özetledi: “Komisyon, Türkiye’de demokratik standartları yüceltmek, toplumsal barışı inşa etmek ve terörü kalıcı bir biçimde ortadan kaldırma görevini üstlenmiştir. İlk toplantımızda 29 maddelik bir taslağı başkanlığa ilettik; ancak Anayasa Mahkemesi kararlarının ihlal edilmesi ve kayyum atamalarının sürmesi gibi olumsuz gelişmeler raporumuza eklenmiştir.”
Emir, raporun toplam 17 sayfa olduğunu ve parti olarak hazır olduklarını vurgulayarak, “CHP, demokrasi, hukuk devleti, adalet ve eşitlik gibi konularda her zaman en hazır siyasi partidir” dedi. Raporda ayrıca daha geniş ve somut öneriler de bulunmakta olduğunu belirtti.
1. AYM ve AİHM kararlarının uygulanması: “İdari ve siyasi engeller kaldırılmalı, yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır.”
2. Toplumsal barışın inşası: Anayasa’da güvence altına alınan hak ve özgürlüklerin tam olarak uygulanması talep ediliyor.
3. Terörle Mücadele Kanunu’nda hukuki belirlilik: “Kanunun keyfi uygulanması, siyasi duruma göre farklı yorumlanması eleştiriliyor.”
4. ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçunun yeniden düzenlenmesi: Bu maddenin iktidar tarafından siyasi amaçlarla kullanılmasının önüne geçilmesi isteniyor.
5. Medya ve internet erişim özgürlüğü: BTK’nın erişim yetkisinin askıya alınması ve sansür uygulamalarının kaldırılması talep ediliyor.
6. Kürt sorununun demokratik siyaset ortamı içinde çözülmesi: Kapalı oturumlarda görüşülen bu konu, “sözün söylemesi” yerine “söylenmeyenin söylenmesi” gerektiği vurgulanıyor.
7. Kayyum uygulamasına son verilmesi: Yargının bağımsızlığı ve siyasetin yargı aracılığıyla dizayn edilmemesi gerektiği belirtiliyor.
8. Kadın ve çocuklara karşı şiddetin etkin mücadele edilmesi: Hukuki ve idari düzenlemelerle koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi öneriliyor.
9. Devletin inançlara karşı tarafsızlığı: Laiklik ilkesinin somut adımlarla pekiştirilmesi isteniyor.

Önder Aksakal (DSP), raporun terör örgütüyle ilgili bölümlerinin şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanması gerektiğini vurguladı: “Komisyonun Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmenin paylaşılması, toplumsal güveni artıracaktır.”
Feti Yıldız (MHP), 16 sayfalık bir rapor hazırladıklarını ve terörsüz bir Türkiye vizyonunu desteklediklerini belirtti. “Silahların imhası, örgüt yapısının tamamen dağıtılması ve devletin güvenlik güçleri tarafından tespit edilmesi” gerektiğini ifade etti.
Bülent Kaya (Yeni Yol Partisi), raporun bütüncül bir yaklaşımla hazırlanması ve “adım atma” tartışmasından kaçınılması gerektiğini savundu. “Terörün dağılmadan adım atılmaması” gerektiği konusuna özellikle değindi.
Mustafa Şen (AK Parti), raporu 9 bölümlük bir “siyasi tutum belgesi” olarak nitelendirdi ve “Terörsüz Türkiye” hedefinin sadece silah bırakmakla sınırlı kalmayıp, bölgenin terör potansiyelinin sıfırlanması gerektiğini belirtti. “Her gün bu süreci sabote etmeye çalışan birçok kişi ve kurum var.”
Celal Fırat (DEM), raporda anadil hakkının anayasal güvence altına alınması, gözaltı ve tutuklamaların istisnai hâle getirilmesi ve terör finansmanının geniş kapsamlı suçlamalarla kullanılmasının önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Raporda, terör örgütüyle ilişkili suçların ceza indirimlerine tabi tutulması önerisi yer alıyor: “5 yıllık adli takip şartıyla” gibi bir düzenleme öneriliyor. Ayrıca, kamu vicdanını incitmeyecek ceza indirimleri ve ekonomik rasyonalite çerçevesinde yeni bir yol haritası çiziliyor.
Bu kapsamda, topluma kazandırma, mesleki eğitim ve sivil toplum kuruluşlarının devreye girmesi gibi sosyal politikalar da raporun bir parçası olarak sunuluyor.
CHP’nin raporu, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde kritik bir kilometre taşı olarak görülüyor. Diğer partilerin de benzer raporları ve önerileri, Meclis’in “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda geniş bir yasal çerçeve oluşturma çabalarını gösteriyor. “Süreci hızlandırmamız gerekiyor” diyenler olduğu kadar, önerilen bazı maddelerin “gerçekten uygulanabilir” olup olmayacağı konusunda eleştiriler de mevcut.
Bu tartışmalar, önümüzdeki haftalarda TBMM’deki komisyon oturumlarında ve kamuoyu panelinde devam edecek gibi görünüyor. Rapordaki önerilerin kanun tasarılarına dönüştürülmesi ve ilgili denetim mekanizmalarının kurulması, Türkiye’nin demokratik standartlarını yeniden şekillendirebilir.