Cizre provokasyonuna imza atan Barzaniler’den Suriye ile ilgili skandal talep

Cizre provokasyonu sonrası Barzaniler, Suriye’nin geleceği üzerine çarpıcı ve tartışmalı açıklamalara imza attı.

Neçirvan Barzani’nin Suriye üzerine çarpıcı açıklamaları

Mesud Barzani’nin Cizre’de yürüttüğü güvenlik operasyonları ve ardından gelen provokatif görüntüler hâlâ halk arasında geniş yankı bulurken, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (İKBY) Başkanı Neçirvan Barzani de aynı günlerde “Suriye yeni yönetiminde ademi merkeziyetçi bir yapı zorunludur” diyerek bölgedeki siyasi tartışmalara yeni bir boyut kattı.

Türkiye’nin terörle mücadele politikası çerçevesinde, Mesud Barzani’nin Şırnak‑Cizre sahasında oluşturduğu görüntüler Ankara’nın sert tepkisini çekmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli bu sahneleri doğrudan eleştirmiş, İçişleri Bakanlığı ise konuyla ilgili soruşturma başlatmıştır. Bu gergin ortamın hemen ardından, kuzey Irak yönetiminden gelen yeni ve tartışmalı bir açıklama bölge güvenliğini yeniden gündeme taşıdı.

Neçirvan Barzani, The Spectator Australia dergisine verdiği röportajda Suriye’deki siyasi tabloyu “Ahmed Şara, Suriye için son şanstır” ifadesiyle nitelendirerek, yeni yönetim formülünün çok uluslu ve çok kültürlü yapıyı koruması gerektiğini vurguladı. Barzani, “Hristiyanlar, Dürziler, Ezidiler, Aleviler, Kürtler, seküler Sünni Araplar ve diğer tüm gruplar yeni Suriye’de tam olarak temsil edilmelidir” diyerek ademi merkeziyetçi bir yapının gerekliliğine işaret etti.

Barzani, aynı zamanda Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ilgili çarpıcı bir değerlendirme yaptı: “Bu güçler olağanüstü bedeller ödedi. Entegrasyon garantisi verilmeden silahlarını bırakmalarını ya da üniformalarını çıkararak topluma dönmelerini bekleyemezsiniz.” Bu açıklama, SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu ve silah bırakma sürecinin koşulları üzerine yeni bir tartışma başlatırken, bölgedeki muhalif grupların geleceği konusunda belirsizlik yaratıyor.

Barzani, ademi merkeziyetçiliğin sadece bir idari model olmadığını, aynı zamanda “Şara’nın güç dengesine karşı hayati denge unsuru” olacağını savunarak, Suriye’nin yeni yönetiminde merkezi otoritenin zayıflaması ve yerel yönetimlerin karar alma süreçlerinde daha etkin olması gerektiğini belirtti. Bu yaklaşım, Suriye’nin mevcut karmaşık iç savaş dinamiklerini çözümlemek için yeni bir perspektif sunuyor.

**Ademi merkeziyetçilik** kavramı, merkezi hükümetin yetkilerini yerel yönetimlere kaydırarak, bölgesel özerkliği ve karar alma süreçlerinde yerel halkın katılımını artırmayı hedefler. Barzani, bu sistemi Suriye’nin etnik ve mezhepsel çeşitliliğiyle uyumlu bir şekilde uygulanmasının, uzun vadeli istikrar ve barış için kritik olduğunu vurguladı.

Uzmanlar, Barzani’nin açıklamalarının hem Irak Kürt bölgesinin dış politikasındaki yeni bir yönelimi işaret ettiğini hem de Suriye’deki güç dengelerinin yeniden şekillenmesine neden olabilecek bir katalizör olabileceğini belirtiyor. Bu bağlamda, Türkiye, ABD ve Rusya gibi bölgesel aktörlerin tepkileri yakından izlenecek ve yeni yönetim formülünün pratikte nasıl hayata geçirileceği konusunda diplomatik görüşmelerin artması bekleniyor.

Sonuç olarak, Cizre’deki provokatif olayların ardından ortaya çıkan bu yeni tartışma, sadece bölgesel güvenliği değil, aynı zamanda Orta Doğu’nun siyasi haritasını da yeniden çizmeye aday bir sürecin kapılarını aralıyor.