Ankara’da Emine Erdoğan’ın himayesinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde düzenlenen ve 35 parçalık koleksiyondan oluşan “Anadoludakiler: Sof'un Zamansız Yolculuğu” sergisi, çok sayıda devlet memuru, bakan eşi, kalkınma ajansı yöneticileri ve moda sektörünün önde gelen isimlerinin katılımıyla gerçekleşti. Açılışa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve eşi Özlem Kacır, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve eşi Pervin Ersoy, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un eşi Sevgi Kurtulmuş, Ankara Valisi Vasip Şahin ve eşi Şeyma Şahin gibi yüksek profilli isimler de katıldı.

Emine Erdoğan, sof kumaşının “Ankara’nın taşına, toprağına sinmiş bir hafıza” olduğunu belirterek, 16. ve 17. yüzyıllarda Avrupa pazarlarında “özgünlüğü ve dayanıklılığı sayesinde büyük talep gören bir lüks ürün” olduğunu vurguladı. Polonyalı bir seyyahın 1618 tarihli notunda “buradaki halkın hepsi sofçulukla uğraşır” ifadesi ve Evliya Çelebi’nin 1640’larda “dünyanın hiçbir yerinde üretilemeyecek bir kumaş” tanımı, bu mirasın tarihsel derinliğini gözler önüne seriyor.
Osmanlı döneminde Ankara’nın sof kumaşı, İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde saray ve aristokrasi kıyafetlerinde tercih edilmiştir. Bu tarihsel başarı, günümüzde Ankara’nın “kültürel kimliğinin bir parçası” olarak yeniden canlandırılmasının temelini oluşturuyor.
Emine Erdoğan, “Kültürel miras savunuculuğu bir vefa borcudur” diyerek, Göbeklitepe, Çatalhöyük, Mezopotamya gibi antik kentlerin korunması ve genç nesillere aktarılması gerektiğini vurguladı. “Anadolu’dakiler Projesi” kapsamında, ilk dokumanın, ilk ekmeğin ve ilk masalın doğduğu toprakların geleceğe taşınması hedefleniyor. Bu bağlamda, Türk Dokuma Atlası Projesi sayesinde ülkemizin dokuma kültürü yedi bölgeye yayılarak sistematik bir envanter hâline getirildi.
Emine Erdoğan, dünya çapında artan “sürdürülebilir moda” trendine değinerek, sof kumaşının ipeksi dokusu, mevsim geçişlerinde “yazın serin, kışın sıcak” özellikleri ve kırışmaz yapısıyla modern tasarımcılar için eşsiz bir kaynak olduğunu söyledi. İz Ankara Tasarım ve El Sanatları Merkezi, sof’dan şal, fular, erkek atkısı üretiminin yanı sıra dantel, iğne oyası ve keçe gibi geleneksel el sanatlarını da birleştiriyor.
Bu adımlar, Türkiye’nin tekstil sektörünün küresel rekabet gücünü artırırken genç girişimcilerin ve zanaatkarların kariyer seçeneği olarak kültürel mirası seçmesini teşvik ediyor. “Ankara’nın sof kumaşı, bir zarafet şölenidir; aynı zamanda yerel üretimin ve kadın emeğinin sürdürülebilir kalkınmadaki anahtarıdır.” diye ekledi.
Bakan Ersoy, “Sof kumaşı, tarihimize ve kültürümüze duyulan hassasiyetin bir göstergesidir. Yumuşak dokusuna rağmen dayanıklılığı, onu hem günlük kullanım hem de lüks segmentte ayrıcalıklı kılar.” dedi.
Bakan Kacır ise “Anadolu'dakiler Projesi çerçevesinde 91 milyon lira üzerinde destekle 5 ilde sof dokuma atölyeleri kurduk. Bu, hem ekonomik canlanmayı hem de kültürel hafızanın yenilenmesini sağlayacak.” şeklinde konuştu.
Programın sonunda, Ebru Akel’in sunuculuğunu yaptığı ve 35 sof kumaşından üretilen kıyafetlerin sergilendiği bir defile düzenlendi. Defilenin son modelini eski dünya güzeli ve oyuncu Azra Akın tanıttı. Etkinlik, katılımcıların fotoğraf çekimiyle son buldu.
Bu geniş kapsamlı etkinlik, Ankara’nın sof kumaşını yalnızca yerel bir el sanatı olarak kalmayıp, kültürel miras, ekonomik büyüme ve sürdürülebilir moda üçgeninde stratejik bir konuma taşıma amacını net bir şekilde ortaya koydu.