Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro ile uzun bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede, ABD ile Venezuela arasındaki diyalog kanallarının açık tutulmasının bölgesel istikrar açısından hayati öneme sahip olduğu tekrar vurgulandı. Erdoğan, “Gerginliğin bir an evvel yatışması ve diyalog yoluyla çözümlerin bulunması” temennisinde bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela açıklarındaki gemilerin uyuşturucu taşımakla suçlanması üzerine “Denizin yanı sıra karadan da saldırılara başlayacağız” şeklinde açık bir tehdit yöneltti. Bu söylem, Washington’un Karakas bölgesine olası kara operasyonu ihtimalini artırırken, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
İletişim Başkanlığı, görüşmenin ardından şu açıklamayı yaptı: “Cumhurbaşkanımız, Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro ile ikili ilişkiler, bölgesel konular ve ABD‑Venezuela gerilimi üzerine kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Türkiye, sorunların diyalog yoluyla çözülebileceğine inandığını bir kez daha ortaya koydu.”
Trump yönetimi, Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle mücadele gerekçesiyle ordunun daha etkin kullanılmasını emreden bir kararname imzaladı. Ağustos sonunda ABD, Venezuela açıklarına denizaltı ve savaş gemileriyle bir deniz gücü gönderdi; USS Gerald R. Ford gibi dev uçak gemileri de operasyon kapsamında yer aldı.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve olası bir saldırıya karşı hazır olduğunu belirtti. ABD’nin “uyuşturucu kaçakçılığı” gerekçesiyle yaptığı saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğu, hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyu tarafından eleştirildi.

Bu fotoğraf, Erdoğan ve Maduro arasındaki telefon görüşmesinin ardından basın mensuplarının çektiği bir kareyi göstermektedir. Görüşmenin içeriği ve sonuçları, bölgesel güvenlik gündeminde yeni bir sayfa açabilir.
Uzmanlar, Erdoğan’ın bu adımının, ABD’nin Latin Amerika politikalarına bir denge unsuru getirebileceğini ve Türkiye’nin bölgedeki diplomatik etkisini artırabileceğini belirtiyor. Özellikle diğer Latin Amerika ülkeleri ve AB temsilcileri, iki taraf arasında bir arabuluculuk sürecine dahil olma olasılığını değerlendiriyor.
Sonuç olarak, ABD‑Venezuela arasındaki tansiyonun yüksek seyretmesi, bölgesel istikrar açısından kritik bir risk oluşturuyor. Türkiye’nin bu noktada yürüttüğü diplomatik çabalar, uluslararası ilişkilerde yeni bir denge arayışına işaret ediyor.