ABD’nin itirazına rağmen, Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde bir araya gelen G20 ülkelerinin liderleri, ortak bir bildiri yayınlayarak zirve sürecine yön verdi. Vincent Magwenya (Güney Afrika Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü), basın açıklamasında “Artık kabul edilmiş bir zirve bildirgemiz var” diyerek, bildirinin programda yapılan beklenmedik değişiklik sayesinde günün ilk gündem maddesi olarak kabul edildiğini belirtti. “Normalde kabul süreci en sonda gerçekleşir, ancak dün gün boyunca çeşitli ikili görüşmeler sırasında zirve bildirgesinin ilk gündem maddesi olarak kabul edilmesi gerektiği hissi vardı.”

Bildiri, Uluslararası Hukuka ve Birleşmiş Milletler (BM) Anlaşması’nın ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalınacağını vurguluyor. “Uluslararası hukuka uygun hareket etme konusundaki sarsılmaz kararlılığımızı yineliyor ve sivillere ve altyapıya yönelik tüm saldırıları kınıyoruz” denilerek, herhangi bir devletin toprak bütünlüğü, egemenliği ya da siyasi bağımsızlığına yönelik tehditlere karşı durulacağı hatırlatılıyor. Bildiride, “Sudan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, işgal altındaki Filistin Toprakları ve Ukrayna’da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barış için çalışacağız” ifadesiyle, barışın sürdürülebilir kalkınmanın temel taşı olduğu tekrar vurgulanıyor.
G20, afet yönetimi, ekonomi, enerji güvenliği ve kritik mineraller konularında işbirliğini sürdüreceğini teyit etti. “Kamuyu ve özel sektörü, finans kuruluşlarını, kalkınma ortaklarını, yatırımcıları ve yerel toplulukları, kritik minerallerin tüm potansiyelini bu kaynaklara bolca sahip olan yerel halkların yararına olacak şekilde ortaya çıkarmaya ve sürdürülebilir ve adil kalkınma ile ekonomik büyüme ve refahı teşvik etmek için birlikte çalışmaya çağırıyoruz.” ifadesi, özellikle Güney Afrika’nın mineral zenginliğinin küresel tedarik zincirlerinde daha adil bir konuma getirilmesi hedefiyle dikkat çekiyor.
Bildiri, dünya genelinde açlıkla mücadelede kaydedilen ilerlemelerden memnuniyet duyulduğunu, ancak 2024’te 720 milyon insanın hâlâ açlık çektiği ve 2,6 milyar kişinin sağlıklı beslenemediği gerçeğinin altını çizdi. “Uluslararası hukuka, özellikle de uluslararası insancıl hukuka bağlı kalma taahhüdümüzü yineliyor ve sivillerin kasıtlı olarak aç bırakılmasının bir savaş yöntemi olarak kullanılmaması gerektiğini yinelemekteyiz.” ifadesiyle, G20 ülkeleri gıda güvenliğini artırmak için ticaret politikalarını açık ve ayrımcı olmayan bir çerçevede şekillendireceklerini vurguluyor.
Gelişen yapay zeka teknolojilerinin güvenli ve etik kullanımına dair kapsamlı bir yaklaşım benimseniyor. “Yapay zekanın güvenli şekilde geliştirilmesi, dağıtımı ve kullanılmasını sağlamak için insan haklarının korunması, şeffaflık ve açıklanabilirlik, adalet, hesap verebilirlik, düzenleme, güvenlik, uygun insan gözetimi, etik, önyargılar, gizlilik, veri koruması ve veri yönetişimi konuları dikkatle ele alınmalıdır.” ifadesi, BM ve diğer uluslararası forumların bu alandaki rolünün de farkında olunduğunu gösteriyor.
Finansal istikrarın sürdürülebilir ekonomik büyümenin temelini oluşturduğuna işaret eden bildiride, “Finansal istikrarın sürdürülebilir ekonomik büyümenin temelini oluşturduğunun bilincindeyiz” denerek, küresel finansal sistemde kırılganlıkların giderilmesi hedefleniyor. Aynı zamanda, “DTÖ’de yapıcı bir tartışma çağrısında bulunuyoruz” ifadesiyle, ticaretin tüm kesimlere fayda sağlayacak şekilde reforme edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, zirvenin Güney Afrika’da yapılmasını “tam bir rezalet” olarak niteleyerek, “Afrikaner’lar (Hollandalı yerleşimciler ile Fransız ve Alman göçmenlerin soyundan gelenler) öldürülüp katlediliyor ve topraklarına ve çiftliklerine yasadışı yollardan el konuluyor” demiş ve bu yüzden ABD’nin resmi temsilci göndermediğini açıklamıştı. Bu itirazlara rağmen, bildirinin kabulü, G20’nin çok taraflı işbirliğine olan bağlılığını yeniden teyit etti.
G20 ülkeleri, önümüzdeki yıllarda düzenlenecek zirveler aracılığıyla işbirliğini derinleştirmeye kararlı. Özellikle iklim değişikliği, sürdürülebilir enerji, dijital dönüşüm ve küresel güvenlik konularında ortak politikaların geliştirilmesi hedefleniyor. “Küresel kalkınma gündemine bağlıyız ve dünyanın karşı karşıya olduğu sosyal, ekonomik ve çevresel zorlukları daha güçlü uluslararası iş birliği yoluyla ele alma çabalarını hızlandırmaya kararlıyız.” ifadesiyle, G20’nin yalnızca ekonomik bir forum değil, aynı zamanda küresel barış ve güvenliğin koruyucusu olduğu mesajı veriliyor.