TBMM’de gerçekleştirilen Yeni Yol Grup toplantısında konuşan Ali Babacan, “Konu barışsa, konu Kürt sorununun çözümüyse, bizi sakın başka kişilerle karıştırmayın” sözleriyle parti içi ve dışı eleştirilere karşı kesin bir tutum sergiledi. İmralı’ya temsilci göndermeyi reddeden grup üzerine yaptığı açıklamalar, hem parti tabanında hem de muhalefet çevrelerinde yoğun yankı uyandırdı.

Babacan, konuşmasında terörsüz Türkiye sürecine olan uzun vadeli desteğini bir kez daha hatırlattı. “Biz bu sürecin başarıya ulaşması için, taşın altına bedenimizi koymaya hazırız” diyerek, barış ve demokrasinin ancak kararlı bir çaba ve fedakarlıkla mümkün olabileceğini vurguladı. Bu sözler, 2013 yılında başlayan ve hâlen tamamlanamayan barış sürecinin hâlâ siyasi gündemdeki önemine işaret ediyor.
Babacan, 354 maddelik Temel Haklar Eylem Planı ile Kürt sorununun çözümüne dair geniş bir çerçeve sunduklarını, “Cesurca ortaya koyduk” ifadesiyle bu planın parti vizyonunun temel taşlarından biri olduğunu belirtti. Ayrıca, DEVA’nın kuruluşundan bu yana DEM Parti ile yürüttükleri diyalogları ve bu süreçte karşılaştıkları “teröristlerle görüşmek” suçlamalarını da gündeme getirdi.
Parti lideri, “Biz, bu ülkeyi ayrıştırmaya değil, birleştirmeye geliyoruz” diyerek, hem Doğu hem Batı’da aynı mesajı tekrarladıklarını, Hakkari, Şırnak, Iğdır, Adana gibi farklı bölgelerde el uzatmanın sembolik önemini vurguladı. “Hiç kimsenin şüphesi olmasın” sözleri, güven eksikliğine karşı bir uyarı niteliği taşıyor.
Babacan, eleştirenleri “Bizi başkalarıyla karıştırmayın” diyerek, parti içindeki tutarlılığın ve sürecin samimiyetinin altını çizdi. “Kürt anasını görmesin” gibi nefret söylemlerine ve medya organlarının Kürtçeyi anında yayını kesme politikalarına da sert bir dille değindi.
Toplantı sonrası basın mensuplarının sorularına yanıt veren Babacan, “Biz kendimizi ancak ve ancak kendimizle kıyaslarız” diyerek, dışarıdan gelen baskıların parti politikalarını değiştiremeyeceğini belirtti. Türkiye’nin doğusuyla batısını, “Türk’üyle Kürt’üyle” birleştirecek bir vizyonun peşinde olduklarını vurguladı.
Babacan, gençlerin huzur içinde bir yuva kurabileceği, ailelerin geçim kaygısı duymadan yaşayabileceği bir Türkiye hayalini yeniden dile getirdi. “Kimsenin kaçıp gitmek istemediği, herkesin ailesiyle, çoluk çocuk sahibi olarak, sevgiyle yaşadığı bir Türkiye istiyoruz” ifadeleri, partinin sosyal politikalarına da işaret ediyor.
Bu açıklamalar, AK Parti ve MHP liderlerinin daha önce babacan’ı “teröristlerle görüşmek” gibi ifadelerle eleştirmesine bir yanıt olarak da yorumlanıyor. Muhalefet içinde DEVA’nın barış ve demokratikleşme sürecine verdiği destek, yeni bir siyasi ittifakın temellerini atabilir.
Uzmanlar, Babacan’ın bu çıkışının hem parti içinde bir disiplin mesajı hem de kamuoyunda barış sürecine yeniden yön verme çabası olarak değerlendiriyor. İmralı’da temsilci gönderilmemesi konusu, uzun vadeli bir çözüm arayışının ne kadar hassas bir dengeye dayanması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.