Genç, bir perakende mağazasında gerçekleşen iş görüşmesinde, işverenin sadece 6 gün sürecek yoğun bir çalışma temposu talep ettiğini ve buna karşılık 23.500 TL maaş teklif edildiğini belirtti. Bu rakamın, çalışanların haftalık 48 saatlik çalışma süresi ve yoğun tempoya göre çok düşük olduğunu vurguladı.

Genç, paylaşımında “Artık kanıma dokunuyor. 6 gün çalışıyorsunuz, onlar ne zaman derse koşuyorsunuz. Verdikleri maaş da 23 bin 500 TL” diyerek teklifi adeta bir hakaret gibi algıladığını dile getirdi. Bu sözler, aynı koşullarda çalışan binlerce genç çalışan için bir sembol haline geldi.
Sosyal medyada bu paylaşım hızla yayıldı; binlerce kullanıcı düşük ücretli iş ilanlarına yönelik öfkesini dile getirirken, adil ücret ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğine dair güçlü bir ses yükseldi. Birçok yorumda, “Ücretler enflasyonla birlikte artmıyor, çalışanların yaşam standartları ise giderek düşüyor” gibi eleştiriler öne çıktı.
Uzmanlar ise bu tür durumların sadece tek bir mağazaya özgü olmadığını, ülke genelinde asgari ücretin reel değerinin düşmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmemesi gibi daha geniş bir sorunun yansıması olduğunu belirtiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın da benzer şikayetleri göz önünde bulundurarak, ücret politikalarında revizyon yapması gerektiği vurgulandı.
Bu gelişme, işverenlerin genç yeteneklere daha adil bir yaklaşım sergilemesi ve çalışan haklarının korunması yönünde toplumsal bir baskı oluşturdu. Gelecek vadeden gençlerin motivasyonunu kaybetmemesi ve iş piyasasının sürdürülebilir bir büyüme sağlayabilmesi için, ücret ve çalışma saatleri dengesinin yeniden ele alınması şart gibi görünüyor.