İstanbul’da riskli binaların dönüşüm sürecini hızlandırmayı amaçlayan “Yarısı Bizden Kampanyası” 2023 yılının sonlarından itibaren yoğun bir şekilde yürütülüyor. Kampanyanın temel hedefi, deprem riski yüksek yapıların yenilenmesi ve vatandaşların can güvenliğinin artırılması. “Bu kampanya, İstanbul’un güvenliği için atılmış çok kıymetli bir adım,” diye açıklama yapan İSTANBUL 2020 AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Faruk Kızılgüney, devletin maliyetin büyük bir kısmını üstlendiğini vurguladı.
Son altı ay içinde kampanya kapsamında 350’den fazla riskli bina yenilenerek, toplam 10.000 konut birimi oluşturuldu. Bu sayı, önceki yıllara göre %45’lik bir artışı temsil ediyor. Özellikle Bağcılar, Esenyurt, Sultangazi ve Küçükçekmece gibi yüksek nüfuslu ilçelerde yeni projeler ön plana çıkıyor.
Bağcılar’da Selvi Park Evleri Projesi ise kampanyanın en dikkat çeken örneklerinden biri. 613 bağımsız bölümü içeren bu proje, sadece bir konut kompleksi değil, aynı zamanda bölgeye yeni bir yaşam kültürü kazandırmayı hedefliyor. Projenin mimarları, “Sosyal alanlar, güvenlik, peyzaj; bunlar modern hayatın gereklilikleri,” diyerek tasarım felsefesini özetledi.


Projenin tamamlanmasıyla birlikte Bağcılar’da ticari ve sosyal hareketlilikte %30’luk bir artış bekleniyor. Kızılgüney, “Bölgeye değer kattıysak ne mutlu” diyerek bölge sakinlerinin memnuniyetini vurguladı.
“Dönüşümün önündeki maliyet engelini devletimiz büyük ölçüde üstlenmiş durumda,” diyen Kızılgüney, kampanyanın finansal mekanizmasını detaylandırdı. Kredi faizlerinin %2’ye düşürülmesi, uzun vadeli geri ödeme planları ve düşük teminatlı hibeler sayesinde, özellikle düşük gelirli aileler de projelere dahil olabiliyor.
Bu süreçte inşaat sektörü, Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olarak kritik bir rol üstleniyor. Kızılgüney, “Devlet artık işini hakkıyla yapan, teknik ve finansal yeterliliği olan firmalarla yol yürümek istiyor,” diyerek kalite odaklı bir yaklaşımın önemine değindi.
Uzmanlar, kentsel dönüşüm projelerinin sadece fiziksel yapıların yenilenmesiyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda “toplumsal dokunun güçlendirilmesi, istihdamın artırılması ve şehir ekonomisinin canlandırılması” gibi geniş kapsamlı etkileri olduğunu belirtiyor. Özellikle kampanyanın “yarısı bizden” mantığı, vatandaşların da sürece aktif katılımını teşvik ediyor; böylece projeler daha hızlı ve sorunsuz ilerliyor.
Kızılgüney, konut alacak yatırımcılara da önemli uyarılarda bulundu: “Acelemeyin, detaylı araştırma yapın. Firmanın geçmişine, bitirdiği işlere ve finansal yapısına bakın.” Projelerin şeffaflığı ve firmanın kurumsal yapısının sağlamlığı, yatırımcıların güvenliği için kritik.
Bu bağlamda şirket, önümüzdeki dönemde Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) statüsüne geçmeyi planlıyor. Kızılgüney, “Şeffaflık, denetlenebilirlik ve kurumsallık bizim için vazgeçilmez,” diyerek gelecekteki hedeflerini açıkladı.
Kampanya kapsamında hâlihazırda yürütülen projeler dışında, İstanbul’un diğer riskli bölgelerinde de yeni dönüşüm alanları belirlendi. Özellikle Marmara Bölgesi’ndeki deprem kuşağında yer alan Avcılar, Bakırköy ve Ümraniye gibi semtlerde, 2026 yılına kadar 1.200 yeni konut birimi oluşturulması hedefleniyor.
Şirket, bu projelerde akıllı şehir teknolojileri ve enerji verimliliği gibi modern unsurları da entegre etmeyi planlıyor. Yenilenmiş binalarda akıllı ısıtma‑soğutma sistemleri, su geri dönüşüm tesisleri ve güneş panelleri bulunacak. Bu sayede hem çevresel sürdürülebilirlik sağlanacak hem de sakinlerin yaşam maliyetleri düşürülecek.
Son olarak Kızılgüney, “İstanbul’un ihtiyaç duyulan bölgelerinde, şehre ve insana saygılı projeler üretmeye devam edeceğiz” diyerek, kampanyanın uzun vadeli bir strateji olduğunu ve kamuoyuyla yeni projelerin zaman içinde paylaşılacağını vurguladı.