Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, Timurtaş’ın elindeki büyük metal kutuları bir market arabasına yerleştirdiği ve adliye giriş kapısının hemen dışına doğru ilerlediği net bir şekilde görülüyor. Görünüşe göre çalıntı eşyalar, adliyenin güvenlik kontrollerinden kaçınarak dışarıya taşınmış.


Timurtaş, emanet bürosunda 25 kilogram altın ve 50 kilogram gümüş toplamda 147 milyon lira değerinde madeni hazineyi çaldı. Çalıntıların ağırlığı ve değeri, Türkiye’deki benzer hırsızlık olayları arasında en üst sıralarda yer alıyor. Çalınan altın ve gümüş, standart bir market arabasının taşıma kapasitesini zorlayacak kadar ağırdı, bu da olayın planlı ve profesyonel bir şekilde gerçekleştirildiğini gösteriyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, olayın ardından geniş çaplı bir soruşturma başlattı. İç denetim birimi ve adliye güvenlik ekipleri olay yerini inceleyerek, çalınan eşyaların izini sürmeye çalışıyor. Yetkililer, memurun tutuklanması ve çalınan maddelerin geri alınması için tamamen yasal süreci uygulayacaklarını belirtti. Uzmanlar, böyle bir skandalın hem güvenlik protokollerinin gözden geçirilmesi hem de emniyet personeline yönelik disiplin prosedürlerinin sıkılaştırılması gerektiğini vurguluyor.
Olay, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. #BüyükçekmeceAdliyesi etiketiyle paylaşılan gönderilerde, vatandaşlar “devletin güvenlik birimlerine güvenimiz sarsıldı” ve “görevli sorumluluğu çok ağır” gibi tepkilerle memurun cezalandırılmasını talep ediyor. Yerel basın ve bazı siyasetçiler de konuyla ilgili açıklama yaptı; “Bu tür bir skandal, adliye güvenliğinin ne kadar zayıf olduğunu gözler önüne seriyor” şeklinde eleştiriler yöneltildi.
Türkiye’de emanet bürolarına yönelik geçmişte de benzer hırsızlık vakaları yaşanmış olsa da, bu vakada çalınan değer ve ağırlık kıyaslanamaz derecede yüksek. Uzmanlar, emanet bürolarının güvenlik altyapısının güçlendirilmesi ve çalışanların daha sık denetlenmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyor.
İlgili makamların hızlı ve etkili bir çözüm üretmesi, kamuoyunun güvenini yeniden sağlamak açısından kritik. Olayın tam aydınlatılması ve sorumluların yargılanması, adliye sistemine duyulan güveni yeniden tesis edecek en önemli adım olarak görülüyor.