8 Eylül Pazartesi sabahı saat 08.30’da, 16 yaşındaki Eren Bigül tarafından Balçova Salih İşgören Polis Merkezi’ne pompalı tüfekle gerçekleştirilen saldırı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından terör olayı olarak sınıflandırıldı. Olay yerinde Hasan Akın, Murat Dağlı ve Ömer Amilağ adlı polis memurları şehit olurken, Muhsin Aydemir ve bir sivil vatandaş yaralandı. Saldırının ardından yürütülen soruşturma, şüpheli kod adları üzerinden geniş bir istihbarat ağına dayanarak ‘Ebu Hanzala’ (Halis Bayancuk), ‘Ebu Haris’ (Harıs Karadağ) ve ‘Ebu Ubeyde’ (İlyas Aydın) isimli üç şahıs hakkında gözaltı kararları alınmasına yol açtı.
İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah erken saatlerde eş zamanlı operasyonlar düzenledi. Bayancuk, İstanbul’da, Karadağ ise İzmir içinde tutuklanarak gözaltına alındı. Gözaltı sırasında elde edilen ifadeler, şüphelilerin saldırıyı planlayan ve uygulayan Eren Bigül ile olası bağlantılarını ortaya çıkarma amacı taşıyor. Operasyonun bir diğer önemli adımı ise İlyas Aydın’ın yurt dışında bulunduğunun tespit edilmesi; bu durum, uluslararası iş birliği ve ekstradisyon sürecinin başlatılmasına zemin hazırlıyor.

Operasyon sonrası polis ekipleri, saldırının gerçekleştiği nokta ve çevresinde geniş çaplı arama ve delil toplama çalışmaları yürüttü. Olay yerinde bulunan güvenlik kameraları, silah kalıntıları ve balistik analizler, saldırının planlı ve örgütlü bir terör eylemi olduğunu bir kez daha kanıtladı. İzmir Emniyet Müdürü ve Polis Başmüfettişi Muhsin Aydemir’in şehit ilan edilmesi, ülke genelinde büyük bir yas ve öfke yaratırken, aynı zamanda güvenlik güçlerinin terörle mücadele konusundaki kararlılığını da pekiştirdi.
Saldırgan, polis kulübesi yakınında silahını ateş ederken, olayın şok dalgası tüm Balçova’yı sarstı. Nöbet kulübesi başında bulunan Hasan Akın, Murat Dağlı ve Ömer Amilağ’ın vücuduna gelen saçmalar, anlık bir panik ve kaosa yol açtı. Saldırgan kaçmaya çalışırken, bir lojmanda bulunan 1. Sınıf Emniyet Müdürü ve Başmüfettiş Muhsin Aydemir, silahını alarak müdahale etti; ancak çatışma sırasında ikisi de yaralandı ve daha sonra hayatlarını kaybetti.
Yaralı polis memurları ve sivil vatandaşlar, olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri tarafından acilen müdahale edildi. Ömer Amilağ, şehit olduktan 23 gün sonra sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine şehit ilan edildi; Murat Dağlı ve bir sivil vatandaş ise tedavi süreçlerinin ardından taburcu oldu. Olay, ülke genelinde güvenlik politikalarında yeni düzenlemelerin gündeme gelmesine, terörle mücadele kanunlarının yeniden gözden geçirilmesine ve polis birimlerine yönelik destek paketlerinin hazırlanmasına yol açtı.
Bu kritik gelişmeler, hem yerel halkın hem de ulusal güvenlik otoritelerinin dikkatini bir kez daha terör tehdidine yöneltti. Yetkililer, kamuoyu ve medya aracılığıyla sürecin şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü vurgularken, şüphelilerin adli süreçlerinin titizlikle takip edileceği ve adaletin yerini bulacağı mesajını verdiler.