Facebook, Twitter ve Instagram gibi platformlarda Jackie Chan’in hastane yatağında olduğuna dair sahte bir yapay zekâ (AI) görseli paylaşıldı. Görselin yanında “Jackie Chan 2025 yılında hayatını kaybetti” gibi tarihsel bilgiler de yer aldı. Bu paylaşımlar sadece birkaç saat içinde binlerce beğeni ve yorum topladı ve Google Trends verileri, “Jackie Chan öldü mü?” gibi arama terimlerinin pazartesi akşamı en çok arananlar arasında olduğunu gösterdi.
İddianın fitilini ateşleyen gönderi, özellikle Jackie Chan hayranları arasında büyük bir panik yarattı. Birçok kullanıcı, “Bu haber doğru mu?” sorusuyla yorumlarda toplandı, bazıları ise hızlı bir şekilde fotoğraf ve video delilleri talep etti. Sahte görselin gerçek bir hastane fotoğrafı gibi görünmesi, dezenformasyonun ne kadar etkili olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
İddiaların ardından Jackie Chan’in resmi menajerliği ve Daily Mail gibi güvenilir haber kaynakları, aktörün “hayatta ve sağlıklı” olduğunu açıkladı. Chan’in bu yıl içinde birkaç yeni film projesine imza attığı ve çeşitli etkinliklerde görüldüğü belirtilirken, sahte ölüm haberinin tamamen yapay zekâ kaynaklı bir dezenformasyon olduğu vurgulandı.
Bu olay, yapay zekâ teknolojisinin sahte görseller üretmedeki gücünün bir başka örneği olarak kayda geçti. Uzmanlar, sosyal medya platformlarının bu tür içerikleri önceden tespit edip kullanıcıları uyarması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, halkın da görseli doğrulama konusunda daha temkinli ve eleştirel bir yaklaşım sergilemesi gerektiği vurgulandı.
71 yaşındaki Hong Konglu efsane, 1970’lerden bu yana kung fu, komedi ve aksiyon türlerinde sayısız filmde yer alarak dünya sinemasının en sevilen figürlerinden biri haline geldi. “Police Story”, “Rush Hour” ve “The Karate Kid” (2010) gibi filmleriyle hem Doğu hem de Batı izleyicisinin kalbini kazandı. Geçmişte de birkaç kez sağlık sorunlarıyla ilgili spekülasyonlar yaşamış olsa da, her defasında bu söylentiler gerçek dışı olarak kanıtlandı.

Jackie Chan’in ölüm iddiası, yapay zekâ destekli sahte haberlerin ne kadar hızlı yayılabildiğini bir kez daha gösterdi. Yetkililerin ve medyanın zamanında müdahalesi sayesinde aktörün hayatta olduğu doğrulandı ve bu tür dezenformasyonların önüne geçilmesi için daha etkili önlemler alınması gerektiği bir kez daha ortaya kondu.