6 Eylül 2024 tarihinde Kahramanmaraş’ın Küçük Sanayi Sitesi’nde bir fabrikada çalışan Mesut Kazancı (30), iş arkadaşlarından su talep etti. Çalışanların hortumu gösterip “Bardağınız yok mu?” demesi üzerine bir tartışma başladı. Tartışma aniden şiddete büründü ve iş yeri çalışanları Ahmet I. (43) ve Erman N. (43) Kazancı’ya sopayla saldırdı. Kazancı ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı ve kısa sürede hayatını kaybetti.


Kahramanmaraş 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davanın üçüncü duruşması gerçekleştirildi. Mahkeme, Ahmet I., Erman N., Abdullah H. (25), Veysel D. (39) ve Yusuf Ü. (38) adlı beş sanığın kasten öldürme suçunu ortak işleyiş içinde işlediklerini belirledi. Ayrıca Hacer D. (35) hakkında ise olay anına ait görüntüleri sildiği iddiasıyla “suç delillerini yok etme” suçu nedeniyle 5 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı.
Tutuklu sanık Ahmet I., cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katıldı; diğer sanıklar ise duruşmaya gelmedi. Mahkeme başkanı, Kazancı’nın annesi Gül, babası Ahmet, eşi Sena ve avukatlarına söz verdi. Aile, suçluların ağır ceza almasını talep ederek şikayetlerine devam ettiklerini belirtti. Avukat Murat Çullu ise dosyanın eksik kalan hususlarının tamamlanmasını istedi.
Tutuklu sanık Ahmet I. duruşma sırasında, “Daha önceki beyanlarımı tekrar ediyorum. Bu işin bir tek günah keçisi ben miyim? Sinir hastası oldum, ilaç kullanıyorum. O nedenle mahkeme huzuruna gelemedim” diyerek kendini savundu.
Mahkeme, Ahmet I.’nin tutuklu halinin ve diğer sanıkların adli kontrol kararının devamına karar verdi; ayrıca eksik hususların tamamlanması için duruşmayı 20 Şubat 2026 tarihine erteledi.
Dava sonrası anne Gül Kazancı, “Ben bir anne olarak davamın arkasındayım. Adalete güveniyorum. Bir su için evladımı öldürdüler, adalet istiyorum” ifadelerini kullandı. Baba Ahmet Kazancı ise, “Yaradan bunların cezasını verecek. Adaletimiz de bu cezayı verecek. Bu benim yaşadığım acıyı onlar da yaşayacak” diyerek duygularını dile getirdi. Avukat Murat Çullu, dosyada hâlâ netleşmemiş deliller ve tanık ifadelerinin eksik olduğunu belirterek, mahkemeden bu eksiklerin giderilmesini talep etti.
Olay, sosyal medyada ve yerel basında geniş yankı buldu. “Su için bir insanın hayatını almak” tepkileri, iş yerinde güvenlik ve çalışan hakları konularında yeni tartışmaların fitilini ateşledi. Uzmanlar, benzer olayların önlenmesi için iş yerlerinde iletişim kanallarının güçlendirilmesi ve psikolojik destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor.