Keşan’ın Lalacık köyü ve Karlıköy’ünde patlatmalı maden ocağı ve andezit taş ocağı açılması planlandı. Projeler, köylerin tamamını kapsayan geniş bir ruhsat sahasını içeriyor; evler, tarım arazileri, meralar ve yer altı su kaynakları tehdit altında. Köylüler, bu tür bir dinamitle patlatmalı açık ocak işletmesinin şiddetli gürültü, titreşim ve su kirliliği yaratacağını, tarım‑hayvancılığı geri dönüşü olmayan bir şekilde yok edeceğini ve yapıların çatlamasına yol açacağını belirtiyor.
Mahkeme bilirkişi heyeti, Lalacık ve Karlıköy sahalarında detaylı saha incelemeleri yaptı. Heyet, köy yollarının hâlihazırda iki kamyonun yan yana geçemediği kadar dar olduğunu, günlük 180‑200 kamyon geçişi planlandığını ve bu durumun yol güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini raporladı. Ayrıca, orman içinden başlayarak tüm mera alanlarına uzanan geniş bir patlatmalı andezit ocak sahası tespit edildi; bu sahada bulunan endemik flora ve fauna için geri dönüşsüz bir yok oluş riski söz konusudur.

Keşan Kent Konseyi Başkanı Uğur Özdağlı, “Lalacık Köyü, dinamitle patlatmalı maden ocağı projesiyle karşı karşıyadır. Bu proje sadece bir araziyi değil, köyün tüm yaşam alanını tehdit ediyor” diyerek sözlerine ekledi: “Çocuklar, yaşlılar ve hastalar için ciddi sağlık riskleri doğurur. Bu bir ekonomik yatırım değil, bir köyün yaşam hakkına yönelmiş bir tehdittir.”
Karlıköy’deki köylüler ise, “Ormanlarımızı, arıcılığımızı, hayvancılığımızı ve içme suyumuzu korumak istiyoruz. Yıllar önce kendi ellerimizle diktiğimiz ağaçların yok edilmesine izin vermeyeceğiz” şeklinde ortak bir mesaj verdi.
Mahkeme sürecine Keşan Kent Konseyi’nin yanı sıra, bölgedeki çeşitli sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler de destek verdi. Çevre uzmanları, projenin ulusal mevzuata aykırı olduğunu ve çevresel etki değerlendirme raporunun eksik olduğunu belirtti. Uzmanlar, “Patlatmalı açık ocak işletmeleri, su kaynaklarını kirletir ve uzun vadeli ekosistem bozulmalarına yol açar” şeklinde uyarıda bulundu.
Mahkeme bilirkişi heyeti, köylülerin ve uzmanların itirazlarını dikkate alarak, proje sahalarının çevresel etki değerlendirmesinin yeniden yapılması ve kamuoyu dinlenmesi şartıyla kararını erteledi. Köylüler, bu sürecin devamında projeyi tamamen durdurmak ve alternatif, sürdürülebilir kalkınma modelleri geliştirmek istediklerini vurguluyor.
“Şimdi söz aklın, bilimin ve vicdanın” diyerek Özdağlı, köylülerin kararlılığını bir kez daha dile getirdi.