Kostik yaralanma, yüksek asidik ya da alkalin (baz) özellik taşıyan kimyasal maddelerin ağız yoluyla, solunumla ya da cilt temasıyla vücuda girmesi sonucu oluşan doku aşınmasıdır. “Kimyasal maddelerin yanlışlıkla ağız yoluyla içilmesi, özellikle yemek borusu ve mide duvarında ciddi yanıklara yol açabilir” diye açıklama yapan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cevher Akarsu, bu tür yaralanmaların organ hasarına, hatta hayati tehlikeye dönüşebileceğini belirtti.

Kimyasal madde alımının ardından ortaya çıkabilecek başlıca belirtiler şunlardır:
– Göğüs ve karın ağrısı
– Yutma güçlüğü ve boğaz yanması
– Sırt ağrısı, aşırı tükürük salgısı
– Kanama ve nefes darlığı
Prof. Dr. Akarsu, “Şiddetli vakalarda yemek borusu ve soluk borusunda delinme, mide ve ince bağırsaklarda kanama görülebilir. İlk 24 saat içinde kesin tanı için endoskopi şarttır” diyerek acil müdahalenin önemine değindi. Tomografi, yaralanmanın şiddetini ölçmek ve organ delinmesi var mı yok mu kontrol etmek için ilk aşamada kullanılmalıdır. Delinme saptanmazsa, endoskopi sayesinde yanık derinliği ve doku hasarı net bir şekilde görülür.
Yaralanmanın şiddeti belirlendikten sonra uygulanması gereken temel adımlar:
1. Hastanın hastaneye yatırılması – olayın detaylı anlatımı, alınan madde ve miktarının tespiti.
2. Görüntüleme (CT) ve gerekirse endoskopi – hasarın kapsamını görmek.
3. Sıvı ve elektrolit desteği – ağızdan alınamıyorsa damar yolu ile serum takviyesi.
4. Cerrahi müdahale – organ delinmesi varsa.
Uzman, “Erken ve iyi bir bakım ile hastalar tamamen iyileşebilir. Ancak geç kalındığında yemek borusunda darlık, fistül ve hatta kanser riski artar” şeklinde uyarıda bulundu. Bu yüzden hastaların düzenli takibi ve periyodik endoskopi kontrolleri kritik öneme sahiptir.
Kimyasal temizlik maddelerinin mutfak ortamında gıdalarla temas etmesini önlemek için alınabilecek basit ama etkili önlemler:
– Kimyasalları kapağı sıkı ve etiketli kaplarda saklamak.
– Mutfak dolaplarında, temizlik ürünlerini yemek eşyalarından ayrı bir bölmede tutmak.
– Plastik şişe gibi gıda ambalajları içinde kimyasal bulundurmak yerine, orijinal ambalajlarını kullanmak.
– Çocukların ve evcil hayvanların erişemeyeceği yüksek raflarda muhafaza etmek.
– Kullanım sonrası kalan kimyasalı hemen boşaltıp, bol suyla yıkamak.
Prof. Dr. Akarsu, “Su şişesi gibi gıda algılayıcı kapların içine kimyasal koymak, felaketin kapılarını aralar. Böyle bir durum oluşursa, derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı” dedi.
Unutmayın: Mutfak, aile bireylerinin en çok vakit geçirdiği yerlerden biridir. Bu alanı kimyasal maddelerden arındırmak, ciddi sağlık sorunlarını önlemenin en etkili yoludur.