Prof. Dr. Özcan Pişkin, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Bölümü Öğretim Üyesi olarak, kimyasal zehirlenmelere müdahalede “doğru bilinen yanlışlar”ın ölüm oranlarını yükselttiğini açıklamıştı. AA muhabirine verdiği demeçte, son yıllarda küresel ölçekte kimyasal zehirlenme vakalarının sanayileşme, iklim değişikliği ve yoğun temizlik ürünü kullanımının bir sonucu olarak arttığını söyledi.

Ev ortamında en çok çamaşır suyu ile tuz ruhu veya sirke karıştırılması sonucu zehirlenmeler rapor ediliyor. Bunun yanı sıra, kimyasal maddelerin ağızdan yutulması, cilde temas etmesi ve özellikle ciltte açık yara bulunması durumunda da ciddi riskler ortaya çıkıyor.
Prof. Dr. Pişkin, yoğun bakıma alınan hastaların ölüm oranlarının hâlâ yüksek olduğunu, bu yüzden tedavinin en etkili aşamasının zehirlenme gerçekleşmeden önce alınan ev önlemleri olduğunu vurguladı. İyi havalandırılmış bir ortamda temizlik yapılması, pencerelerin açık tutulması ve ürün etiketlerinin eksiksiz okunması hayati önem taşıyor.
Etiket okunmadığı takdirde, temizlik amacıyla önerilen miktarın üzeri kimyasal kullanımı sıkça görülüyor. Bu durum, çamaşır suyu gibi ürünlerin suyla karıştırıldığında gözle fark edilmemesi ve kazara içilmesi riskini artırıyor. Pişkin, “Çamaşır suyu suya çok benzer; bu yüzden yanlışlıkla içilmesi en sık karşılaşılan zehirlenme sebeplerinden biridir” diye ekledi.
Ülkemizde sahte ya da kaçak kimyasal ürünlere maruz kalmak da ciddi tehlike oluşturuyor. Metil alkol gibi kaçak içkiler veya ucuz dermokozmetikler, bilinçsiz kullanımla ölümcül zehirlenmelere yol açabiliyor. Bahçe ve tarımda kullanılan organofosfat içerikli böcek ilaçları da benzer riskler taşıyor.
Maruz kalınan kimyasal maddeye bağlı olarak ilk yapılması gereken adım, kişiyi temiz, oksijen bakımından zengin bir ortama taşımaktır. Hemen 112’yi aramak, ürün etiketinin fotoğrafını çekmek ve ekiplerle paylaşmak doğru müdahalenin temelini oluşturur. Gaz ya da buhar (inhalasyon) zehirlenmesi durumunda, kirli kıyafetler mümkün olduğunca çıkartılmalı ve temiz bir alana yönlendirilmelidir.
Prof. Dr. Pişkin, kimyasal madde yutulmuş hastalarda kusturmanın kesinlikle önerilmediğini belirtti. Kimyasal ajan, ağızda ya da yemek borusunda yanığa sebep olmuş olabilir; kusturmak midede yırtılmalara ve hayati tehlikeye yol açabilir. Aynı şekilde, hastaya yoğurt, süt gibi sıvılar vermek de riskli bir davranıştır.
Kimyasal madde göze ya da cilde temas ettiğinde, 10‑15 dakika boyunca bol su ile yıkamak ve göz kapaklarını açık tutmak gerekir. Bu basit ama etkili adım, uzun vadeli göz ve cilt hasarını önleyebilir.
Uzman, ailelerin ve bireylerin koruyucu eldiven, gözlük ve maske kullanmalarını, kimyasal ürünleri orijinal ambalajları dışında hiçbir kapta saklamamaları gerektiğini hatırlattı. Ayrıca, evde bir ilk yardım çantası bulundurmak ve yakın çevredeki kişilerle temel kimyasal zehirlenme ilk yardım prosedürlerini paylaşmak, acil durumlarda zaman kaybını önleyecektir.
Kimyasal zehirlenmeler, doğru bilgi ve hızlı müdahale ile büyük ölçüde önlenebilir. Prof. Dr. Özcan Pişkin, “Yanlış bilinen davranışlar ölümle sonuçlanabilir; bu yüzden panik yapmadan, doğru adımları izleyerek sağlık ekiplerinin gelmesini beklemek hayati bir öneme sahiptir” diyerek, vatandaşları bilinçli ve dikkatli olmaya çağırdı.