8 Kasım sabahı saat 09.00’da, Dilovası’nın Mimar Sinan Mahallesi, Mimar Sinan Caddesi’ndeki kozmetik fabrikasında aniden bir yangın çıktı. “Yangın, alkolün kazana aktarılması sırasında statik elektrik boşalması sonucu oluşan kıvılcım ile tetiklendi” şeklinde raporda belirtiliyor. Şengül Yılmaz (55), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17), Cansu Esatoğlu (16), Esma Dikan (65), Hanım Gülek (65) ve Tuncay Yıldız (48) adlı 7 işçi yangın sonucunda yaşamını yitirdi.


Soruşturma kapsamında 11 şüpheli gözaltına alındı. Şirket sahibi Kurtuluş Oransal, şirket yetkilileri İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör “olası kastla öldürme” suçlamasıyla, Ali Osman Akat ve Onay Yürüklü ise “suçluyu kayırma” suçlamasıyla tutuklandı. Diğer şüpheliler G.B., H.E., Ö.A. ve G.D. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 30 Kasım’da tutuklu bulunduğu cezaevinde kalp krizi geçiren Kurtuluş Oransal Kocaeli Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı ve yaşamını yitirdi.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Kocaeli İl Müdürü ve ilgili birimler, olay sonrası bir personel dahil 11 kişi açığa alındığını duyurdu. İlgili rapor, fabrikada etkin topraklama, yeterli havalandırma, patlayıcı ortam kontrol sistemleri, yangın merdiveni ve yangın alarm sisteminin bulunmadığını ortaya koydu. Ayrıca itfaiye uygunluk onayı olmadan üretime başlanmış ve yapı‑iskan belgesi olmadan imalathane olarak kullanıldığı tespit edildi.
Rapor, “işletmeci olayın asli kusurlusu, bina maliki ve kiralayan ise tali fakat müteselsil sorumlu” ifadeleriyle sorumluluk dağılımını netleştiriyor. Kamu kurumlarının ruhsat ve denetim görevlerini yerine getirmedikleri için tali idari sorumluluk taşıdığı vurgulandı.
Yangın anında çalışanların büyük bir kısmı tek çıkış kapısı ve acil çıkış eksikliği nedeniyle binada mahsur kaldı. Görgü tanıkları, “Bazı çalışanlar yangının ilk anında dışarı çıkabildi, fakat çoğu kapıların kapanmasıyla birlikte alevlerin içinde kaldı” şeklinde ifade etti. Raporda ayrıca ölüm gören 7 kişinin olay günü herhangi bir sigortalılık bildirimi bulunmadığı ve bu durumun aileleri için ek bir maddi yük oluşturduğu belirtildi.
Bu tür felaketlerin önüne geçmek amacıyla İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve İtfaiye Yönetmeliği kapsamında fabrikaların periyodik denetimleri zorunlu kılınmıştır. Ancak Kocaeli’deki bu olay, denetimlerin yeterince sıkı uygulanmadığını ve “kamu denetim mekanizmalarının zayıf kalması” sonucunda ciddi bir trajediye yol açtığını gösteriyor. Uzmanlar, özellikle alkol ve yanıcı maddelerle çalışan işletmelerde toz, hava akımı ve elektriksel kontrollerin sıkı bir şekilde izlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Yerel halk ve sivil toplum örgütleri, “Bu felaket, çalışanların temel haklarının korunmadığını ve devletin denetim sorumluluğunu yerine getirmediğini” belirterek, sorumluların tam anlamıyla cezalandırılmasını ve benzer kazaların önüne geçmek için yasal düzenlemelerin acilen güçlendirilmesini talep ediyor. İlçe belediyesi ve zabıta birimleri de açığa alınan memurlar üzerinden iç denetim başlattı.
Bu trajik olay, işyerinde güvenliğin sadece işverenin sorumluluğu olmadığını, aynı zamanda devletin denetim ve ruhsat süreçlerinin etkinliğinin hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, “İş güvenliği kültürünün tüm seviyelerde benimsenmesi ve denetimlerin gerçek zamanlı, şeffaf bir şekilde yürütülmesi” gerektiğini belirtiyor.