Milli Eğitim Akademisi Başkanlığı, 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nda “Demokrasi, İnsan Hakları ve Kardeşlik” temalı 2’nci Maarif Kongresi’ni düzenledi. Kongrenin onursal başkanlığını Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, başkanlığını ise Milli Eğitim Akademisi Başkanı Ali Fuat Arıcı yürüttü. Kongre, 1921’de Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı dönemde gerçekleştirilen ilk Maarif Kongresi’nin 100. yıl dönümüne ithafen, tarihsel bir köprü kurmayı amaçladı.
“1921 yılı, Kurtuluş Savaşı’nın en yoğun mücadelenin yaşandığı, bağımsızlık ruhunun eğitimde somutlaşmaya başladığı bir dönemdi.” diyerek Tekin, bu mirası günümüze taşımak istediğini belirtti.

Tekin, “Kurtuluş Savaşı’nı kazandıktan sonra bu ülke bir daha işgal edilmesin, herkes vatanına sahip çıkmanın bilinciyle hareket etsin” diyerek, milli değerlerin eğitim sistemine entegre edilmesinin temel amacını açıkladı. 1921’de Ankara’da toplanan 250 öğretmenin, bağımsızlık mücadelesiyle iç içe bir müfredat tasarlamaları, günümüzün “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile paralellik taşıyor.
Bu model, “çocuklarımızın milli ve manevi değerlerine bağlı, ülkesinin egemenlik haklarına saygı duyan bir kuşak yetiştirmek” vizyonunu somut adımlarla hayata geçirmeyi hedefliyor.
Tekin, “Değişen dünyanın hem metodolojik hem de pedagojik parametrelerine uygun bir eğitim sistemi kurmalıyız” diyerek yeni müfredatın temel iki eksenine işaret etti:
1. Metodolojik Uyarlama: Dijitalleşen, küreselleşen ve çok kültürlü bir dünyada, öğretim yöntemlerinin esnek, proje‑bazlı ve eleştirel düşünceye dayalı olması.
2. Pedagojik Yenilik: Öğrencilerin duygusal zekâlarını, etik değerlerini ve toplumsal sorumluluk bilincini geliştirecek içeriklerin müfredata dahil edilmesi.
“İkisinin dışında başka bir seçenek aklıma gelmiyor,” diyerek Tekin, alternatif tartışmaların sınırlı olduğunu vurguladı.
Kongre, sadece ulusal değil, uluslararası bir perspektifi de ele aldı. Tekin, “Dünya bir köy hâline geldi, fakat bu köydeki çatışmaların arkasında eğitim sistemlerinin yetersizliği yatıyor” diyerek, kardeşlik, insan hakları, demokrasi ve adalet gibi evrensel değerlerin müfredata işlenmesinin önemine değindi.
Özellikle İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonları ve uluslararası toplumun sessiz kalışı örnekleri üzerinden, “Eğitim sistemlerinde insani değerlerin eksikliği, toplumsal şiddetin ve insan hakları ihlallerinin artmasına zemin hazırlıyor” şeklinde bir eleştiri getirdi.
2023 Erzurum’da düzenlenen 1’inci Maarif Kongresi, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin ilk uygulamalarını masaya yatırmıştı. Katılımcı öğretmenler, bilimsel değerlendirme kurulları aracılığıyla modelin etkilerini raporlamış ve kitap haline getirmişlerdi. Bu yıl ise “Kardeşlik ve Demokrasi” teması, küresel krizlerin eğitimle nasıl ilişkilendirilebileceği sorusunu merkeze aldı.
“Eğer dünyadaki eğitim sistemleri, çocuklara kardeşlik ve insan haklarını aşılamış olsaydı, savaşlar, zulüm ve bebek ölümleri çok daha az görülürdü.” şeklindeki vurgu, kongrenin ana mesajını özetliyor.
Tekin, yeni müfredatın 2024‑2025 eğitim‑öğretim yılı içinde uygulanmaya başlanacağını ve öğretmenlerin bu dönüşümde kritik bir rol oynayacağını belirtti. Ayrıca, “Bu sürecin toplumsal bir farkındalık kampanyasıyla desteklenmesi, ebeveynlerin ve sivil toplumun da aktif katılımını gerektiriyor.” şeklinde bir çağrı yaptı.
Bu bağlamda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ni, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda milli bilinç, etik sorumluluk ve uluslararası insan hakları standartlarını da kapsayan bütüncül bir eğitim vizyonu olarak konumlandırması, ülkenin uzun vadeli stratejik hedefleriyle uyumlu görülüyor.