Adana’nın önde gelen özel liselerinden birinin idari binasında kadın öğretmenlerin kullandığı tuvalete gizli kamera yerleştirildiği iddiası, 24 Eylül 2024 tarihinde ortaya çıktı. “Gider mazgalında kamera gördüğüm anda hemen okul yönetimine haber verdim.” diyen görsel sanatlar öğretmeni E.İ., olayın ilk bildiren kişi olarak ortaya çıktı.
Kamera bulunduğu bildirildiğinde okul yönetimi derhal soruşturma başlattı. Yapılan incelemeler sonucunda, kamerayı yerleştiren kişinin aynı görsel sanatlar öğretmeni E.İ. olduğu belirlendi. Okul yönetimi, öğretmenin görevine son vererek Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
E.İ., polis tarafından gözaltına alındı ve emniyetteki ifadesinde, “Okuldaki bazı öğretmenlerin benim yönetici olduktan sonra hakkımda dedikodu yapmalarından şikayetçiydim, bu yüzden kamera takarak onların tepkilerini ölçmek istedim.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Ancak, aynı ifadelerinde “Suçlamaları kabul etmiyorum” diyerek yalan söylemediği iddiasını reddetti. İddiaların ardından adli süreç hızla ilerledi ve mahkeme, E.İ.’yi tutuklayarak tutuklama kararını onayladı.
Olay, yalnızca eğitim camiasında değil, ülke genelinde kadın hakları ve gizlilik konularında geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Kadın örgütleri, benzer vakaların önlenmesi için okullarda gizlilik denetimlerinin artırılmasını talep ederken, eğitim bakanlığı da okul içi denetim mekanizmalarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Uzmanlar, bu tür vakaların “cinsel taciz ve istismar” kapsamına girebileceği ve hapis cezası ile sonuçlanabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Uzmanlar, eğitim kurumlarının gizlilik politikalarını ve kameralı alanların denetimini güçlendirmesi gerektiğini, ayrıca öğrenci ve öğretmenlerin kişisel alanına saygı gösterilmesinin öncelikli olduğunu vurguluyor.
Bu skandal, okul ortamındaki güvenliğin yeniden değerlendirilmesi ve benzer olayların önlenmesi adına kritik bir uyarı niteliği taşıyor.
Bu olay gerçekten şok edici. Öğretmenlerin güvenliği ve gizliliği konusunda daha fazla önlem alınması gerekiyor.