Reform Partisi, başlangıçta Brexit Partisi adıyla 2019’da Nigel Farage tarafından kuruldu. Brexit’in tamamlanması ardından 2021’de Reform Partisi adını alarak sistem karşıtı ve popülist bir çizgiye odaklandı. Parti, Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecinin ardından ortaya çıkan siyasi boşluğu doldurmayı hedefledi.

2024 genel seçiminde Reform Partisi, ülke genelinde yüzde 14 oy oranı elde etti. Ancak İngiltere’nin “first‑past‑the‑post” seçim sistemi nedeniyle yalnızca beş milletvekili kazanabildi. Bu sonuç, partinin göç, bürokrasi ve devlet küçültme vaatlerinin geniş bir kitleye ulaştığını gösterdi. Parti, aynı yıl Mayıs ayında yapılan yerel seçimlerde %30 oy alarak birinci parti konumuna yükseldi ve 700’e yakın belediye meclisi üyeliği kazandı.
Reform Partisi, sosyal medyayı etkin kullanarak özellikle genç erkek seçmenlere ulaşmayı başardı. Twitter, TikTok ve YouTube üzerinden yayımlanan viral videolar, parti mesajlarını doğrudan seçmenle buluşturdu. Bu strateji, ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim kampanyalarındaki taktiklere benzetildi; doğrudan iletişim, “kültür savaşları” vurgusu ve agresif medya yaklaşımı öne çıktı. Ancak bu yöntem, telif hakkı ihlalleri ve göçmen karşıtı içeriklerin yayılması nedeniyle eleştirildi.
Partinin göç harcamalarını 234 milyar Sterlin tasarruf edecek biçimde azaltma vaadi ve NHS’in göçmen çalışanlara bağımlı olduğu iddiası, birçok sivil toplum kuruluşu ve muhalefet partisi tarafından “yanıltıcı” ve “ırkçı” olarak nitelendirildi. Ayrıca, süresiz oturum hakkının kaldırılmasını önermesi, Başbakan Keir Starmer ve sendika liderleri tarafından “ahlak dışı” ve “ırkçı” eleştirilerine maruz kaldı. Farage, bu suçlamaları kesin bir dille reddederek “radikal solun cesaretini artırıyor” şeklinde yanıt verdi.
İngiltere’de İşçi Partisi’nin iktidara gelmesinin ardından Reform Partisi, “sistemi baştan aşağı yeniden kurma” sloganı ile muhalefetin yeni bir sesi haline geldi. Sir John Curtice gibi saygın siyaset bilimciler, Reform’un Brexit oylarını elinde toplaması halinde seçim kazanma şansını artırabileceğini belirtiyor. Kamuoyu araştırmaları, partiyi en az yüzde 26 oy oranıyla birinci sırada gösteriyor. 2029’a kadar yapılacak bir sonraki genel seçimde Reform Partisi’nin parlamentoya daha fazla milletvekili kazandırıp kazandıramayacağı hâlâ belirsiz, ancak etkisinin şimdiden hissedildiği kesin.