Sermaye Piyasalarında Yeni Fırsatlar ve Stratejik Adımlar

Sermaye Piyasalarında Yeni Fırsatlar ve Stratejik Adımlar
Yayınlama: 11.12.2025
4
A+
A-

Sermaye piyasalarının mevcut dinamikleri ve geleceğe yönelik stratejik fırsatları, 5. Finansın Geleceği Zirvesi’nde TSPB Başkanı Pamir Karagöz tarafından kapsamlı bir analizle ele alındı.

Finansın Geleceği Zirvesi: Katılımcıların Görüşleri

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz, Turkuvaz Medya tarafından organize edilen 5. Finansın Geleceği Zirvesi‘nde yaptığı açılış konuşmasıyla, küresel finansal mimarinin “niteliksel bir dönüşüm” aşamasında olduğunu ve bu sürecin yerel piyasalara önemli fırsatlar sunduğunu ifade etti.

Zirve, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açılış konuşmasıyla başladı ve Bankacılık, sermaye piyasaları, sigorta, katılım finansı, kalkınma finansmanı ve bankacılık dışı finans alanlarında 300’den fazla katılımcıyı bir araya getirdi. Katılımcılar arasında Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, BDDK Başkanı Şahap Kavcıoğlu, SPK Başkanı Ömer Gönül ve Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun gibi üst düzey yöneticiler yer aldı.

Sermaye Piyasalarının Bugünü ve Yarını

Karagöz, “Sermaye piyasamızın dinamizmini gösteren gelişmeler, gelecekte de fırsatlarla dolu yeni bir büyüme hikayesi taşıyor” diyerek, piyasaların son beş yılda likidite, işlem hacmi ve yabancı yatırımcı katılımı açısından kaydettiği artışı sayısal verilerle destekledi. 2019‑2024 döneminde toplam işlem hacmi %120 artış gösterirken, yerli yatırımcıların portföy çeşitliliği de benzer bir ivme kazandı.

Ancak Karagöz, Türkiye sermaye piyasalarının hâlâ potansiyelinin çok altında bir seviyede olduğunu vurguladı: “Hedefimiz, piyasa derinliğini artırarak uzun vadeli projelere sürdürülebilir finansman sağlamak.” Bu çerçevede kolektif fonların, özellikle altyapı ve yenilenebilir enerji fonlarının, hem yerli hem yabancı sermaye çekmekte kilit rol oynayacağına dikkat çekti.

Kolektif Fonlar ve Yatırımcı Çekiciliği

Karagöz, “Kolektif fonlar, risk dağılımı ve ölçek ekonomileri sayesinde sermaye piyasalarının büyümesinde kritik bir itici güç olacaktır.” diyerek, yeni düzenlemelerle fon yönetim şirketlerinin lisans prosedürlerinin sadeleştirileceğini ve fon yatırım limitlerinin artırılacağını duyurdu. Bu adımların, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) için daha düşük maliyetli finansman kanalları yaratacağı öngörülüyor.

Sürdürülebilir Finans, Şeffaflık ve Sosyal Sorumluluk

TSPB Başkanı, yatırım dünyasında sürdürülebilirlik, şeffaflık ve sosyal sorumluluk (ESG) kriterlerinin giderek daha fazla önem kazandığını, bu çerçevede cinsiyet eşitliği ve sosyal kapsayıcılık politikalarının da yatırım kararlarını etkilediğini belirtti. “Yatırımcıların %35’i, portföy seçimlerinde ESG kriterlerini bir öncelik olarak görüyor.” ifadesiyle, yerel şirketlerin bu alanda raporlama standartlarını geliştirmesi gerektiğini vurguladı.

Bankacılık Dışı Finansın (BDF) Yükselişi

Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emre Ballı, “Bankacılık dışı finansal hizmetler, dijital kanalların yaygınlaşmasıyla %88 büyüme kaydetti.” sözleriyle, 2025’in ilk dokuz ayında BDF’nin işlem hacminin 2,55 trilyon TL’ye ulaştığını ilan etti. Ballı, faktoring, finansal kiralama, varlık yönetimi ve tasarruf finansmanı gibi alt sektörlerin, özellikle KOBİ’lerin nakit akışını iyileştirmede kritik rol oynadığını ve bu alanda yeni regülasyonların yatırımcı güvenini artıracağını söyledi.

Sigorta Sektörünün Stratejik Hedefleri

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Uğur Gülen, sigorta sektörünün ekonomik istikrar ve sosyal koruma açısından vazgeçilmez bir araç olduğuna değinerek, “Sigorta penetrasyonunu %2,5’ten %5’e çıkarmak, 2030’da hanehalkının finansal dayanıklılığını iki katına çıkaracaktır.” şeklinde bir hedef belirledi. Gülen, özellikle deprem, tarım, sağlık ve yeşil dönüşüm risklerinin sigorta ürünleriyle yönetilmesinin, toplumsal refahı doğrudan güçlendireceğini vurguladı.

Gelecek İçin Stratejik Yol Haritası

Karagöz, TCMB’nin faiz indirimlerine yeniden başlamasıyla yerli yatırımcıların sermaye piyasalarına olan ilgisinin artacağını öngörürken, küresel risk iştahının da gelişmekte olan ülkelere yönelmesiyle dış sermayenin daha aktif bir şekilde piyasada yer alacağını kaydetti. Son olarak, “Küresel finansal mimarinin dönüşümü, Türkiye’nin sermaye piyasaları için bir fırsat penceresi oluşturuyor; bu fırsatları stratejik, şeffaf ve sürdürülebilir politikalarla değerlendirmek zorundayız.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.