Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Sındırgı ve çevresindeki aktif fay hatları üzerinde yürüttükleri kapsamlı saha çalışmalarıyla, bölgedeki sismik stresin nasıl biriktiğini ve hangi fayların bu enerjiyi taşıdığını ortaya koymayı hedefliyor. Stres aktarım mekanizmalarının anlaşılması, potansiyel büyük depremlerin önceden tahmin edilmesinde kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
AFAD Deprem Bilim Kurulu Üyesi olarak da görev yapan Prof. Dr. Sözbilir, Sındırgı’da Ağustos ayından bu yana 18 binin üzerinde farklı büyüklükte depremin kaydedildiğini belirtti. Özellikle son aylarda, bölgedeki anormal sismik aktivite dikkat çeken bir artış gösterdi ve birden fazla fayın etkileşim içinde olduğu ortaya çıktı.
27 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşen 6,1 büyüklüğündeki deprem sonrası ekip, Emendere Fay Zonu’nu haritaladı. Bu fay zonu, aynı zamanda bölgenin jeotermal sistemini kontrol ediyor. Sözbilir, “Bu fayın tetiklenmesi, birden fazla fayın birbirini harekete geçirmesiyle hızlı bir deprem aktivitesine yol açtı” diyerek, ölü fayların bile belli ölçeklerde aktif hale geldiğini vurguladı.
En son 4,9 büyüklüğündeki deprem, Sındırgı Fayı’na atfedildi ve bölgedeki sarsıntı hissiyatı artmaya devam ediyor. Prof. Dr. Sözbilir, “Eğer yeni bir ana şok gerçekleşmezse, mevcut aktivite zamanla azalabilir; fakat yeni bir ana şok riski hâlâ var” şeklinde bir senaryo çizdi. Bu durumda, kırılma hatlarının güneydoğu yönüne kayması ve artçı depremlerin süresinin uzaması bekleniyor.
AFAD, Sındırgı’yı resmi olarak bir afet bölgesi ilan ederek, acil durum planları ve müdahale ekiplerini bölgeye yerleştirdi. Sözbilir, “Bölgedeki normal şartlarda şiddet azalması bekleniyor, fakat yeni bir ana şok gelirse risk artacak” diyerek, halkın bilinçlendirilmesi ve hazırlıklı olmasının önemine değindi.
DEÜ ekibi, 11 yer bilimciden oluşan bir grup ile faylarda gerçekleşen stres transferini ölçmek için gelişmiş sismik modelleme ve veri analizi tekniklerini kullanıyor. “Depremlerin hangi fayı tetikleyebileceğini belirlemek, stres birikimini haritalamakla mümkün” şeklinde konuşan Sözbilir, çalışmaların önümüzdeki birkaç hafta içinde tamamlanıp kamuoyuna sunulacağını belirtti.

Uzmanlar, Sındırgı ve çevresindeki fay etkileşimlerinin hâlen dinamik bir süreç olduğunu ve stres birikiminin uzun vadeli depremsellik üzerinde etkili olabileceğini vurguluyor. Bölge sakinlerinin, AFAD tarafından yayımlanan uyarı ve talimatları yakından takip etmeleri, olası bir deprem anında hızlı ve güvenli hareket etmeleri kritik önem taşıyor.